Şub 07

SAPMA MI DOLANDIRICILIK MI?

SAPMA MI, DOLANDIRICILIK MI?

2025 senesinde 2024’e göre kamu giderleri % 81.3 yükselemiş, yeniden değerleme artışı % 43.93 olmuş, kira artış oranı % 58. Eee asgari ücretli ne kadar zam aldı, % 30. Emekli daha da kötü, % 15. Yahu arkadaş hiç mi vicdanınız sızlamıyor, böyle bir kararı imzalarken hiç mi içiniz titremiyor. Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?

Son 5 yıla oranla, tam 12 kat fazla vergi veriyoruz, ama kamudan aldığımız mal ve hizmet her sene daha pahalılaşıyor ve kalitesi düşüyor.

Sağlıkta bir randevu alın bakalım ne zamana verecek, hadi aldınız, orada insanlardan bıkmış bir doktor kardeşimizin umursamaz tavırları. Geçmediğiniz otoyola, gitmediğiniz tünele ödediğiniz para ve sanki bu ülkeye fazlalıkmış muamelesi görmek.

Bu ülkeye sayısız projeler kazandırdığını anlatmaya çalışan AKP iktidarının yaptığı projelere bir bakalım.

Zafer Havalimanı verilen yolcu garantisi, 329.433 yolcu, gerçekleşen yolcu sayısı 13.075. Yüzde % 96’lık sapma. Bana göre bu sapma değil, dolandırıcılık resmen.

Çanakkale Köprüsü verilen geçiş garantisi 16 milyon 425 bin, gerçekleşen sayısı 2 milyon 684 bin. Sapma oranı % 84.

İstanbul havalimanı maliyet 10 milyar dolar, verilen işletme süresi 25 yıl. Şirketin senelik geliri 2-3 milyar dolar. Kötüsünden hesap edilse 10 milyar dolar millete mal olacak bir proje 50 milyar dolara mal olacak.

Sonra emekliye para yok, emekçiye para yok, garibana para yok, fakir fukaraya para yok.

Bu kamu özel iş birliği projelerine 2024 senesinde ödeyeceğimiz rakam 164 milyar lira.

2025 senesinde bu rakam 202.2 milyar lira oldu. Arkadaş sürekli sabır istediğiniz, açlıkla yönetmeye çalıştığınız millet kadar bu yüzmilyarlarca dolar iş verdiğiniz firmalardan sabır isteyebiliyor musunuz?

Yeniden değerleme artışının % 43.93 olduğu bir yerde asgari ücrete % 30 zam yaparsan, verdiğin artışın % 50’sini geri alıyorsun demektir. Ne anladım ben bu artıştan.

Emekli daha da kötü. Düşün ki; 12.500 lira maaşı olup da, 10.000 liralık bir evde hasbelkader oturan emeklinin 2025 kira hesabına bir göz atalım.

10.000 liralık kira oldu size 15.800 oldu, emekli maaşı, 14.469 lira.15.972 bin ekside sadece KİRA OLARAK.

Bu insanlar ne yiyecek ne içecek, nasıl yaşayacak hiç düşündünüz mü?

Kaynak: Onur Çanakçı

Posted in Gündem | SAPMA MI DOLANDIRICILIK MI? için yorumlar kapalı
Şub 06

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

6 Şubat:

1840 – Yeni Zelanda‘nın kuruluş belgesi olarak da adlandırılan Waitangi Antlaşması imzalandı.

1862 – Amerikan İç Savaşı sırasında Fort Henry Muharebesi gerçekleşti.

1922 – Washington Denizcilik Antlaşması imzalandı.

1952 – II. Elizabeth, babası VI. George‘un ölümü üzerine İngiltere kraliçesi oldu.

2023 – Türkiye‘de Kahramanmaraş depremleri gerçekleşti.

Eva Braun (D. 1912)

Gustav Klimt (Ö. 1918)

Bob Marley (D. 1945)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 06

“YANLIŞ DEVLET ANLAYIŞI”

“YANLIŞ DEVLET ANLAYIŞI”

Devlet, bütün kurumları hatta bütün vatandaşları içine alan bir kavramdır. Yasama, yürütme, yargı ve onlara bağlı bütün kurumlar, onlarla ilgili bütün vatandaşlar. Bunların hepsi devletin birer parçasıdır. Bundan daha da öte devlet, geçmiş ve gelecek kavramlarını da içerir. Türk devleti geçmişten geleceğe doğru ilerleyen bir yapıdır. Zamanlar üstü olması dolayısıyla da bir tür kutsallık taşır.

Hiçbir kurum veya şahıs tek başına devlet değildir. Belli kurumların veya şahısların topluluğu da devlet değildir, bütün bunlar devletin parçalarıdır.

Epeyi yaygın olan yanlış anlayış bazı kurumları devlet sanmaktır. Basında sık sık yer alan “devlet aklı, devlet böyle istiyor, devlet politikası, derin devlet” gibi ifadeler hep bu yanlış anlayışın sonucudur.

Daha somut olsun diye bugünden örnek verelim. Bir parti başkanının konuşmalarından sonra başlayan İmralı görüşmeleri, bazı muhalefet çevreleri tarafından bile devlet politikası olarak düşünülebiliyor. Böyle kabul edildiği için de İmralı heyetinin siyasi partilerle görüşmelerinin içerikleri kamuoyuna açıklanmıyor.

Oysa bu politika, cumhur ittifakı partilerinin ortaya koyduğu bir politikadır. Onların emrindeki bazı kurumların mesela Millî İstihbarat Teşkilatı’nın, bu teşkilattaki bazı çevrelerin veya diğer bazı kurumların görüş ve raporları da bu yönde olabilir. Ancak bütün bunlar, yürütülen sürecin bir devlet politikası olduğu anlamına gelmez. Bu bakımdan İmralı heyetiyle görüşen muhalefet partilerinin, görüşülenleri, gizemli bir devlet politikası imiş gibi açıklamamaları anlamsızdır.

Demokrasilerde kamuoyundan gizlenen devlet politikası olmaz. Herhangi bir süreç veya politika, kamuoyundan gizleniyorsa bu, uygulanmak istenen politikanın kamuoyu tarafından kabul edilmeyeceğinden çekinilmesi anlamına gelir. Oysa devlet, kamuoyunun bütünüdür, klasikleşmiş ifadesiyle milletin teşkilatlanmış şeklidir.

Derin devlet, devlet aklı, devlet böyle istiyor” gibi tabuların yıkılması gerekir. Devlet, kendi kendini yıkacak veya dönüştürecek politikaların aracı değildir. Devlet, birtakım parti, kurum veya şahısların tekelinde değildir. Filan kurumun, filan partinin başkanı veya yöneticisi senden benden daha akıllı, senden benden daha doğru karar verici değildir. Siyasi partiler bunun için vardır, sivil toplum kuruluşları bunun için vardır.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her biri devletin bir parçasıdır. Devletin üst organlarını oluşturacak olan milletvekillerini oylarıyla seçer. Yanlış yola saptıklarını görürse onları değiştirir. Demek ki devletin yürütülmesinde her vatandaşın rolü vardır. İktidar tarafından atanmış birtakım kurumların hiçbir üstünlüğü, hiçbir imtiyazı yoktur. Vazgeçilmezliği de yoktur. Onlar, vatandaşların seçtiği organların kendilerine verdiği görevleri yaparlar.

Bu yazımla herhangi bir kurumu küçümsüyor değilim. Özellikle istihbarat teşkilatlarımızın sahada operasyon yapan yiğit evlatlarına hiçbir sözüm yok. Anlatmak istediğim, hiçbir kurumun kendini devlet yerine koyamayacağıdır. Vatandaşlarımız da bunu böyle bilmeli ve mevcut iktidarların politikalarına devlet politikası muamelesi yapmamalıdır.

İktidar partilerinin ve onlara bağlı bazı kurumların kendilerini devlet yerine koymaları devlet kavramını da zedeler. İktidardakiler devlet kavramının arkasına sığınarak birtakım politikalar uygulamak yerine yiğit olup “Bunlar bizim politikalarımızdır.” deme cesaretini göstermelidirler.

Kaynak: Ahmet Bican Ercilasun

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | “YANLIŞ DEVLET ANLAYIŞI” için yorumlar kapalı
Şub 05

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

5 Şubat:

1818 – XIV. Karlİsveç ve Norveç kralı oldu.

1919 – Karakol Cemiyeti adlı istihbarat örgütü kuruldu.

1936 – Charlie Chaplin‘in son sessiz filmi Modern Zamanlar gösterime girdi.

1971 – Apollo 14Ay yüzeyine indi.

1994 – Bosna Savaşı sırasında Markale katliamları gerçekleşti.

Özay Gönlüm (D. 1940)

Gheorghe Hagi (D. 1965)

Kirk Douglas (Ö. 2020)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 05

SOSYAL ANALİZ

SOSYAL ANALİZ

* * *

İnanış yoksa yâre

Yaşıyorken avare

Bulunmaz derde çare

İnsan erleşmedikçe…

* * *

Geçmişlerini anma…

Hakikatlere kanma…

Mutluluk gelir sanma

Sevgi gürleşmedikçe…

* * *

Roller yapmacık olur

Sanki kişi boğulur

Beden birleşse n’olur?

Ruhlar birleşmedikçe…

* * *

Farklı olsa da lisan

Canilerdir kin kusan

Hak yiyemez ki insan?

Vicdan körleşmedikçe…

* * *

Çare, çözüm yok olur

Her şey batar, ok olur

Yalnız saray tok olur

Millet dertleşmedikçe…

* * *

Aşirete bağ olur…

Ağalara yağ olur…

Haksızlıklar ağ olur

İnsan fertleşmedikçe…

* * *

Aklını ilme yasla

Her bir günü kıyasla

Adalet kalmaz asla

Yasa sertleşmedikçe…

* * *

Çaresizdir fakirler

Göstermelik zikirler…

Mahkûm olur fikirler

İnsan serleşmedikçe…

* * *

Fark etmez erkek dişi

Doğru yapar er işi

Masum kalır her kişi

İnsan şerleşmedikçe…

* * *

Yaşandıkça dalalet

Gelir bulur sefalet

O an ölür adalet

Hukuk yerleşmedikçe

* * *

Ram olunamaz Saya

Gitsen ne çıkar Aya?

Huzur bulamaz Dünya

İnsan hürleşmedikçe…

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , | SOSYAL ANALİZ için yorumlar kapalı
Şub 04

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

4 Şubat:

211 – Roma imparatoru Septimius Severus öldü, imparatorluk iki oğluna kaldı. Caracalla ve Publius Septimius Geta.

1902 – Paris‘te Birinci Jön Türk Kongresi yapıldı.

1923 – Tarafların uzlaşamamaları nedeniyle Lozan Konferansı‘na ara verildi.

1969 – Yaser ArafatFilistin Kurtuluş Örgütü‘nün liderliğine getirildi.

1981 – Gro Harlem BrundtlandNorveç‘in ilk kadın başbakanı oldu.

Johann Ludwig Bach (D. 1677)

Josef Mysliveček (Ö. 1781)

Friedrich Ebert (D. 1871)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 04

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “İnsanlar aklın sınırını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.”  Albert Einstein

* “Siz yolunuza bakın. Böyle yaparsanız hedefe ulaşırsınız.” Mahatha Gandi

* “Hiçbirimiz hepimiz kadar akıllı değiliz”

* “Keçilerin uyuzu gözünden içer suyu”

* “İbadette tembellik inancın zayıflığındandır.” K.Ş

* “Kemalizm’e son verin Osmanlı ile övünün.” Graham Fuller

* “Atatürkçülük öldü nurcular ileri.” Paul Henze

* “Türkiye Atatürk’ün mirasını reddetmelidir.” Samuel Huntington

* “Yapılması gereken Atatürk’ün hem din hem de Kürt düşmanı olduğunu yaymaktır.” Kurt Ziemke

Posted in Gündem | Tagged , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 03

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

3 Şubat:

1451 – Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet, ikinci kez tahta çıktı.

1509 – Portekiz İmparatorluğu donanması ile OsmanlıVenedik ve Ragusa destekli birleşik donanma arasında Diu Muharebesi gerçekleşti.

1930 – Vietnam Komünist Partisi kuruldu.

1960 – Birleşik Krallık Başbakanı Harold Macmillandekolonizasyon politikasını simgeleyen “Değişim Rüzgârı” konuşmasını yaptı.

1989 – Paraguay Devlet Başkanı Alfredo Stroessner, askeri bir darbe ile yönetimden uzaklaştırıldı.

Johannes Gutenberg (Ö. 1468)

Felix Mendelssohn Bartholdy (D. 1809)

Sadettin Kaynak (Ö. 1961)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 02

“MİLLİYETÇİLİK YAPMAK”

“MİLLİYETÇİLİK YAPMAK”

“Milliyetçilik yapmak”. Acaba yemek yapmak, banyo yapmak gibi “milliyetçilik yapmak” da denebilir mi? Bence denemez. Milliyetçilik bir tercihtir, bir fikir sistemidir, bir dünya görüşü ve ülke yönetimi anlayışıdır. Bu tercihe, fikir sistemine, dünya görüşüne ve ülke yönetim anlayışına sahip kimse milliyetçidir. Demem o ki, “milliyetçilik yapmak” değil “milliyetçi olmak” daha doğru bir ifade.

Milliyetçilik bir tercihtir, dedim. Bu ne demek? İnsan bir toplum yaratığıdır ve iç içe birçok “toplum birimi” ne birden mensuptur. Küçükten büyüğe ailemizin, geniş aile veya sülalemizin, belki derneğimizin, siyasi partimizin ve nihayet milletimizin, ümmetimizin, (Marxist anlamda) sınıfımızın, v. s. üyesiyizdir. Tarihte bu toplum birimleri arasında klan, kabile, aşiret de sayılabilirdi.  İşte “milliyetçilik”, iç içe büyük birimlerden, yani ümmet, sınıf, ırk gibi birimlerden milleti tercih etmektir. Sınıf ve ırkın pek mensubiyet yaratıcı gücü görülmüyor. Fakat Marx ve Gobinau gibi komünist ve ırkçıların iddialarını da göz önüne alabilmek için onları da sayıyorum. Tercihten kastimiz, milletin menfaatini öncelemektir.

19-20 ve nihayet 21. asrın siyasi tarihi millet devletlerinin tarihidir. Bir başka deyişle, millet tercihi objektif tarih ve sosyoloj açısından da tasdik ediliyor. Hatta 19. asırdan eskiye gidince de değişen çok şey olmuyor. Nitekim siyaset bilimci Azar Gat, “Devlet varsa millet vardır” formülünü ileri sürer. Öyle görünüyor ki, millet devletlerinin olmadığı asırlarda millet imparatorlukları vardı. Bugün de başka millet devletleri üzerinde hâkimiyet peşinde millet devletleri var. Bunlara yeni millet imparatorluğu diyebiliriz.

Buraya kadar milliyetçi fikir sistemi ve dünya görüşünün süper kısa özetini verdim sayalım. Geriye milliyetçi ülke yönetimi kaldı. Bunun da birinci maddesi tabii ki ülkeyi, bir millet devleti olarak ve milletin çıkarlarına göre yönetmektir. Mesela prolaterya sınıfının çıkarlarına veya Müslüman Kardeşler (İhvan) denen grupların çıkarlarına göre değil.

Milliyetçinin ülke yönetimindeki ikinci temel görevi, millete mensubiyet bilincini güçlendirmek ve gelecek nesillere aktarmaktır. Bunun ne demek olduğunu şu şekille güzel anlatır:

Toplum yaratığı olan insan, tarih öncesi çağlardan başlayarak iç içe toplum birimlerine mensuptu. Üyesi olduğu birime sosyal psikolojide iç grup (in-group), mensup olmadığı aynı boydaki gruplara da dış grup (out-group) deniyor. Mesela “bütün insanlık”ın, bir dış-grubu olmadığından bir toplum birimi olamıyor. Bir gün uzaylılarla temas kurulursa o zaman İnsanlık bir iç grup bilinci kazanabilir.

En büyük birimin millet olduğu millet devletleri çağında iç grup’u tayin eden, tarif eden milletin kültürüdür. Ziya Gökalp’in hars dediği, terbiye dediği unsurları da bu kültür kavramının içine alabiliriz. Ancak kültürün en önemli ögesi lisandır. Çünkü o lisanla insanlar efsanelerini, masallarını, edebiyatlarını, tarihlerini, türkülerini öğrenirler.

Şeklin işaret ettiği gibi dil milleti tarif eder, dil milleti yapar. Millet teşkilatını kurar. Bu teşkilata devlet diyoruz. İşte milliyetçinin bu noktada yapacağı da devletin dönüp halk içinde ve özellikle genç nesillerde milletin kültürünü yeniden yaratmaktır. Edebiyatı, tarih anlatımını, kültürün bütün unsurlarını akademik seviyede geliştirmek ve öğretimle, özellikle ilk ve orta öğretimle nesillere aktarmaktır. Buna millet inşası veya milletin korunması, bakımı diyebiliriz. Atatürk döneminde ard arda kuruluan Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi bu aktarışın ve bakımın kurumlarıdır.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkesidir. Bu milletin adı da Türk milletidir. Dolayısıyla egemenlik Türk milletinindir. Bütün millet devletlerinde yukarıdaki çarkta devletin görevi egemen milletin kültürünü işlemek ve aktarmaktır. Millet devletinin kendiliğinden egemen milletin kültüründen başka bir kültürü de işleyip aktarması düşünülemez. Bütün Avrupa milletlerinin tarihi, millî birliğin sağlanması, ülkedeki etnisitelerin tek bir millet hâline getirilmesidir. Siyasi birimlerde gidiş çoktan bire doğrudur. Bu gidişe, çok milletten tek millet yaratan Amerika, “melting pot- eritme kazanı” diyor. Birden çoka doğru dağılma ve çözülmeler üniter millet devletlerinde değil, bunun zıddı olan federasyonlarda meydana geliyor. Geçen asrın imparatorluklarında da millet devletlerine doğru bölünme oldu.

Bu gerçeklerin ışığında Türkiye’de Kürtlerin Kürt milliyetçiliği “yapması” makul değildir. Yukarıdaki dil- millet- devlet- dil çarkından da bu açıkça görünüyor. Bu ancak Türkiye’den ayrılıp bir Kürt millet devleti kurularak bu mümkün hâle gelir ki emperyalistlerin yapmak istedikleri de budur.

Kaldı ki Kürt milliyetçiliğinin başka problemleri de var. Bir kere, pek dile getirilmese de Kürtçe diye tek bir dil yok. Bir kere Zaza ile Kürt denilen diğer gruplar arasında dil bakımından pek bir ilgi yoktur. Türkiye’de Kürt denilenler Kırmanç konuşur. Irak’taki Kürt bölgesinin resmi dili Sorani’dir. Bunlar bir birini anlamaz. David McDowall’ın, A Modern History of the Kurds (London: I. B. Tauris, 1996) değerlendirmesine göre Kırmanç ile Sorani arasında kelime haznesi bakımından Hollandaca ile İngilizce; gramer bakımından Almanca ile İngilizce arasındaki kadar fark vardır. Yani bunlar ayrı lisanlardır. Fakat Kürtlerin tarihte hiç devletleri olmadığı için yukarıdaki çarktaki devlet – dil işlevi yerine gelmemiştir. Yani Kırmanç ve Sorani’nin kendi içlerinde bile standart bir lehçe yoktur. PKK’nın kendi arasında Türkçe konuşması bundandır. Dilci Max Weinreich’ın, “Lisan, ordusu ve donanması olan bir lehçedir.” sözü bu sosyoloji gerçeğinin şık bir ifadesidir.

Kaynak: Prof. Dr. İskender Öksüz

Posted in Gündem | Tagged , , , , | “MİLLİYETÇİLİK YAPMAK” için yorumlar kapalı
Şub 02

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

2 Şubat:

1848 – Meksika-Amerika Savaşı‘nı sona erdiren Guadalupe Hidalgo Antlaşması imzalandı.

1922 – Ulysses romanı, James Joyce tarafından ilk kez tamamen yayımlandı.

1943 – II. Dünya SavaşıStalingrad Muharebesi‘nin ardından son Alman 6. Ordu birlikleri de Sovyet birliklerine teslim oldu.

1974 – F-16 Savaşan Şahin, 90 dakika süren ilk resmî uçuşunu Kaliforniya‘da gerçekleştirdi.

1982 – Suriye‘nin Hama şehrinde Hama Katliamı başladı.

Dmitri Mendeleyev (Ö. 1907)

Shakira (D. 1977)

Philip Seymour Hoffman (Ö. 2014)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı