
* Selcan Taşçı Yeniçağ Gazetesi
Pek çoğu usandı ümidi kesti Hatırlı, gönüllü rüzgârlar esti Sırayı, kuyruğu çiğnedi geçti Yine alta düştü dipte dilekçe
Ağır aksak dolaşmaktan bunaldım Sayamadım kaç daireye vardım Günlerce bekleyip bir haber aldım Bir el buruşturmuş çöpte dilekçe
Allahu Teâlâ Kuran-ı Kerim’de Maide Suresi’nde şöyle buyurmaktadır.
“Ey insanlar; içinizden kim dininden dönerse Allah, onlara yakında bir kavim getirecektir ki, o kavmi Allah sever, onlarda Allah’ı severler. Bu kavim inananlara karşı boyunları aşağıda, kâfirlere karşı başları yukarıdadır. O kavim Allah yolunda savaşacak ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayacak. Bu Allah’ın dilediğine verdiği ihsandır ve Allah’ın lütfu geniştir ve O, her şeyi bilendir.” Ayeti Kerime’de geçen kavmin Türk kavmi olduğu ifade edilmektedir. Ayeti Kerime’de açıklananlara uyulmadığı takdirde Allah bir kavim getireceğini ihtar etmektedir. Türk Milleti bunu iyi anlamalıdır.
Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum… Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, Bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; – Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle? – Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm. – Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder. Adam hemen denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir: – Senin ne işin var tımarhanede? Cevap müthiştir…. – Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil…!
Toprak, toprak olmaya razı olmazdı Resulûllah’ı bağrına basmasa…
Gökyüzü bu kadar yükselmezdi Resulûllah’a kubbe olmasa…
Ne gündüz, ne de gece Güneş, ay ve yıldızlar olmazdı Şu masmavi kubbene avize olmasa…
Hava, su ve saymakla bitmeyen bütün nimetler Bu kadar güzel ve tatlı Bu kadar hoş olmazdı Hakk’ı tespih Ve Resulûllah’ı tasdik etmiş olmasa
Kâinat bu kadar düzenli Bu kadar mükemmel Bu kadar göz kamaştırıcı olmazdı Hakk’ın ve Habibî’nin Bitmeyen sevgisi olmasa…