Ara 28

Felek Defterini Dürsün İsrail!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Filistin’im, kara bahtım, mazlumum
Yok, elektriğim, ekmeğim, suyum
Firavun zulmüne uğradı soyum
Musa da (as) bu zulmü görsün İsrail!
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

Osmanlıdan beri tuzak kurdunuz
Filistin değil ki, sizin yurdunuz
Kadın, çocuk, hatta bebek vurdunuz
Allah’ın laneti sürsün İsrail
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

Keser döner bir gün, sap hesap döner
Gerçek insan olan barışı dener
Firavun da olsan saltanat söner
Vicdansızsın, sağır, körsün İsrail!
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

Şu, insan hakları, nerede, hani?
Katliam yapanlar canidir cani!
Bu dünya sağır mı, kör müdür yani?
Sen bir kanser gibi ursun İsrail!
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

Kan emenler saldırıyor her yandan
Sadist bu İsrail zevk alır kandan
Mazlum Filistinli oluyor candan
Kuduz köpek ürsün İsrail!
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

Elinde, dilinde, yüzünde kan var
Ardında Emperyal Amerikan var
Mazlumun ahı’ndan arşa çıkan var
Dünyada farklı bir türsün İsrail!
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

Allah bilir seni, dünya da bilsin!
İnsanlığın yüz karası nesilsin
Seni insan sandık, insan değilsin!
Lanetli şeytansın, hürsün İsrail
Felek, defterini dürsün İsrail!

 

04.01.2009

 

Posted in Şiirlerim | Felek Defterini Dürsün İsrail! için yorumlar kapalı
Ara 28

Masonluğun diğer sembolleri

 Altı Köşeli Yıldız

Tarihe Mühr-ü Süleyman (Süleyman’ın Mührü) olarak geçen “Altı Köşeli Yıldız”, Siyonizm’in simgesi olarak bilinir. Aynı sembol masonlarca da yüzyıllardır kullanılır. Masonlukta altı köşeli yıldız, locada görevlilerin dizilişini simgeler.

 

(Altı köşeli Yıldız hakkında ayrıntılı bilgi için bknz. Davud Yıldızı Nedir, Ne Anlama Gelir?)

 

Yedi Kollu Şamdan

 

Üzerinde yan yana ve aynı düzeyde olmak üzere yedi mumluk bulunan şamdan, masonların simgelerinden biridir. Geleneksel olarak altından yapılan bir şamdandır. Yedi Kollu Şamdan, mason mabedindeki kutsal ateşi sembolize eder. Masonluk’taki önemi kendi kaynaklarında şöyle anlatılır: “Mâbet, sembolik olarak alevlerle aydınlatılmalıdır. Usta derecesinde, yedi kollu şamdan bulunması şarttır.” Yedi kollu şamdan, aynı zamanda, 1948’de kurulan İsrail’in devlet amblemidir.
Gönye ve Pergel

 

Mason sembolleri içinde en çok bilineni ise, iç içe geçmiş bir gönye ve pergelden oluşan kompozisyondur. Masonlar, kendilerine sorulduğunda bu sembolün bilim, geometrik düzen, akılcılık gibi kavramları simgelediğini belirtirler. Oysaki gönye-pergelin bundan daha farklı bir anlamı vardır.

 

Bunu, tüm zamanların en büyük mason üstatlarından biri sayılan Albert Pike’nin “Morals and Dogma” (Ahlak ve Dogma) adlı kitabından öğrenmek mümkündür. Albert Pike, kitabının 839. sayfasında pergel ve gönye sembolü hakkında şöyle yazmaktadır:

 

“Bu, Aryanlardaki Brahman ve Maya inançlarında veya Mısır’daki Osiris ve İsis efsanesinde olduğu gibi, kutsallığın ikili bir doğası olduğu düşüncesini sembolize eder. Örneğin Güneş erkek, Ay ise dişi bir doğaya sahiptir.”

 

Bunun anlamı, masonların en ünlü sembolü olan gönye-pergelin, aslında yine Eski Mısır’dan veya Hıristiyanlık öncesi Aryan inançlarından kaynaklanan pagan bir hurafenin işareti oluşudur. Albert Pike’nin alıntısında geçen Ay ve Güneş sembolleri de mason localarında yer alan önemli bir semboldür ve bunlar, Ay’a ve Güneş’e tapınan antik pagan toplumların batıl inançlarının bir ifadesinden başka bir şey değildir.
Herşeyi Gören Göz ve Tamamlanmamış Piramit

 

Masonların en ünlü sembolleri arasında yer alan üçgen içinde göz (Horus’un Gözü) ve piramit, Eski Mısır’dan alınmadır. ABD Büyük Mührü’nde yer alan piramit, Firavun Keops adına yapılan büyük piramittir. Göz sembolü ise Eski Mısır gravürlerinde sıkça kullanılan bir rumuzdur.
Mason Localarındaki Eski Mısır Sembolleri

 

Eski Mısır ile masonlar arasındaki ilişkiyi ortaya koyan önemli gerçeklerden biri de, masonluğun sembolleri’dir.
Semboller, masonlukta çok büyük önem taşır. Masonlar, felsefelerini, gerçek manalarını sadece kendi üyelerine açıkladıkları semboller aracılığıyla ifade ederler. 33 derecelik Masonik hiyerarşi içinde kademe kademe yükselen mason, her derecede Masonik semboller’in yeni anlamlarını öğrenir. Böylelikle Masonik felsefenin derinliklerine aşama aşama ulaşır.
Gözün Altındaki Piramit

 

Dünyadaki en ünlü Masonik sembol, büyük olasılıkla, 1 dolarlık Amerikan banknotunun üzerinde yer alan ABD mührüdür. Mühürde yarım bir piramit ve bu piramidin tepesine oturtulmuş bir “üçgen içinde göz” sembolü yer alır. “Üçgen içinde göz”, mason localarının değişmez sembolüdür ve adeta masonluğun bir numaralı işareti durumundadır. Masonluk konusunu ele alan kaynakların büyük bölümü, bu gerçeğe vurgu yaparlar.
Üçgen içindeki gözün altındaki piramit nispeten daha az dikkat çekmiştir. Oysa bu piramit de son derece anlamlıdır ve masonluğun felsefesini tanımlamak bakımından oldukça açıklayıcıdır. ABD mührü hakkında bir doktora tezi hazırlayan Amerikalı akademisyen Robert Hieronimus’un bu konuda verdiği önemli bilgiler vardır. Hieronimus’un tezi “Amerikan Büyük Mührü’nün Arka Yüzünün Tarihsel Bir Analizi ve Hümanist Psikoloji ile İlişkisi” başlığını taşımaktadır. Tezde, mührü benimseyen ABD kurucularının mason olduklarına, bu nedenle hümanist felsefeyi benimsediklerine vurgu yapılmakta ve mühürde de bunu yansıttıkları bildirilmektedir. Bu hümanist mesajların Eski Mısır ile olan bağlantısı ise, mührün merkezindeki piramit tarafından simgelenmektedir. Piramit, Mısır’daki Firavun mezarlarının en büyüğü olan Keops Piramidi’nin bir tasvirinden ibarettir.

 

G.Washington

 

SAYFA 159-Derin Dünya Devleti (Gizli Doktrinin Küresel Efendileri)-Timaş Yayınları-İst.2003 :

 

Posted in Yazılarım | Masonluğun diğer sembolleri için yorumlar kapalı
Ara 27

Masonluk

Masonluk, Tek Göz Kültü ve İlluminati

 

“Mason”un anlamı, “duvarcı”dır. Masonluk, Süleyman Mâbedi’nde çalıştığı iddia edilen duvarcı ustası Hiram Usta’yı kendisine örnek alır.

 

“Tek Göz”, “Horus’un Gözü” ve Deccâl’in Simgesi!

 

Üstteki resimdeki “kurukafa”ya dikkat edin. George Walker Bush, masonların Skulls and Bones Society (Kuru kafa ve Kemikler) Siyah Mason Locası’na üyedir. (SBS).
Resimde geçen “light”; yani ışık, Lucifer’in (sahte) ışığıdır.
Jakin – Boaz Sütunları
 
Tevrat’ın 1. Krallar, 7. bâb, 21.ayetinde geçen sütunlar da şöyle anlatılır: “İki tunç direği yaptı. Ve direkleri mâbedin eyvanına dikti ve onun adını Jakin koydu ve sol direği dikti ve adını Boaz koydu.” (Eski Ahit, 1.Krallar 7:21) Bütün localarda bulunan iki sütun, Hiram’ın Süleyman Mabedi’nin giriş kapısına koyduğu sütunlardan başkası değildir.

 

Modern Kitab-ı Mukaddes çevirisi: “Hiram sütunları tapınağın eyvanına dikip sağdakine Yakin*fy*, soldakine Boaz*fz* adını verdi.” (1.Krallar 7:21)

 

Hümanizm Tapınağında Garip Ayinler

 

Masonlar, tüm dünyayı bir “tapınak” haline getirme amacındadır. Ama hayâl ettikleri bu tapınak, İlâhî bir dînin değil, hümanist bir dinin tapınağıdır. “İnsan” kavramının putlaştırıldığı, insanların İlâhî dinleri tamamen terk ettiği, materyalist ve evrimci felsefenin tek doğru sayıldığı bir dünya hayâlidir bu.

 

Masonik bir metinde masonluğun bu hedefi ve bu amaçla düzenlenen garip bir ayin şöyle ifade edilir:

 

“Bugünkü dinde, yavaş da olsa, şuûru tam manasıyla tatmîn edebilecek tek ve evrensel bir din teşekkül etmektedir… Bu evrensel dine paralel olarak, bir de dünya görüşü ölçüsünde ahlâk kurulacaktır. Böyle bir din, insanı kâinatla birleştirecektir. İşte bu Masonizm’dir. Bu dîn, gönülden gönüle kurulacaktır. Kurulan bu dînin mâbetleri, insanlık mâbetleri olacaktır. Bu tapınakta okunan ilâhîler, belki de bir insanın rûhundan fışkıran müzik eserlerinin en soylusu olan Bethowen’in 9. Senfonisi olacaktır.

 

Mithra Efsanesi’ndeki Boğa’nın eti ve kanı yerine, ekmek yiyerek ve kırmızı şarap içerek bu doğuşu kutluyoruz. Komünyonun manası olan inanç birliği yapıyoruz burada biz. Yeni bir yılda bu kutsal mücadelemizi şöyle vaftiz edip bitirmek istiyorum: Ekmekten bir parça daha yiyiniz, kardeşlerim, bu dinin misyonerleri olan sizler, ekmeği paylaşan aziz dostlar olsun. Ateş yiyerek bir daha şarabınızdan içiniz kardeşlerim, kan kardeşi olmak için.” (Mason Dergisi, Yıl: 29, Sayı. 40-41, 1981, s.105-107)
 Diğer Semboller
 
Posted in Yazılarım | Masonluk için yorumlar kapalı
Ara 26

Gönül pusulamız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gönül pusulamız para dedikçe
Beyinleri içten dışa çevirdi
Şu kömür karası maddi sevgiler
Gönül iklimini kışa çevirdi

 

Kalplerin kapısı sürgülenerek
İnsan haysiyeti vergilenerek
Her türlü oyunlar sergilenerek
Kupkuru yerleri yaşa çevirdi

 

İçimizde kasırgalar estikçe
Akla giden yolu mide kestikçe
Köstebek menfaat beyni deştikçe
Kalpleri kaskatı taşa çevirdi

 

Hayal ile mahsul aldı ovada
Gözler, çil çil para saydı havada
Fırıldak misali dönüp yuvada
Masmavi gözleri şaşa çevirdi

 

Ayrıklar türedi âlim kafada
Şeytanlık karıştı şimdi hasada
Sizi, bizi, hepimizi, yasa da
Tüyleri yolunmuş kuşa çevirdi

 

Bir idare, midesinden ülserli
Korkunç darbelerden başı eserli
Şükürler olsun ki Allah’tan (cc)serli
Her türlü tuzağı boşa çevirdi

 

Böyle yaşamaya alıştık amma
Bir hırsla mindere doluştuk amma
Nakavt olmamaya çalıştık amma
Hakemler kararı tuşa çevirdi

 

8.2.1993

 

Posted in Şiirlerim | Gönül pusulamız için yorumlar kapalı
Ara 26

Geri çekin, Özür dileyin!

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Meclis’teki bütün partilerin ortak kararıyla emekli vekil maaşına jet hızıyla yapılan yüzde 100 zam, toplumda büyük bir infiale yol açtı…

 

Kamuoyu Fransa’ya odaklanmışken, vekillerin gece yarısı operasyonuyla maaşlarına yüzde 100 zam yapması, başta emekliler ve sendikalar olmak üzere, sivil toplumu ayağa kaldırdı.

 

Geri çekin, özür dileyin
Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro-Sen vekilleri ayıpladığını ve kınadığını açıklarken, Eğitim-İş Sendikası 4 partiye de açık çağrı yaptı: Türk ulusundan özür dileyin ve bu zammı geri çekin!

 

Vicdansız zamma büyük tepki
Dört partinin ortaklaşa aldığı kararla emekli milletvekili maaşlarına yüzde 100 zam yapılırken, AKP 8 milyon emekli vatandaşı ilgilendiren yasa teklifini kabul etmedi.

 

Türk kamuoyu Fransa’nın sözde Ermeni soykırım inkarını suç sayan yasaya odaklanmışken, Meclis’te 4 partinin ortak kararıyla emekli milletvekililerinin maaşlarına yüzde 100 zam yapılması toplumda büyük infial yarattı. Gerek sendikalardan gerekse de sivil toplum örgütlerinden bu zamma tepki yağıyor. Türkiye Kamu-Sen’e bağlı, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, düzenlemeye “evet” oyu veren tüm milletvekillerini ayıpladığını ve kınadığını söyledi. Yokuş, “Bu düzenlemeyi üzüntüyle karşılıyoruz. Daha önce de Meclis çalışanları ile ilgili bir düzenleme yapmışlardı. Bu gelişmeleri kamuoyu, kamu çalışanları ve tüm çalışanlar ibretle seyretmekteyiz. Kendilerine ve Meclis çalışanlarına yaptıkları zamların benzerini emekliler, kamu çalışanları ve diğer çalışanlar için düşünmüyorlar. Örneğin emeklilerin beklediği İntibak Yasası halen çıkarılmış değil. Bu düzenlemeye evet diyen tüm milletvekillerini ayıplıyor, kınıyorum” diye konuştu. Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir, 4 partiye “Türk ulusundan özür dileyerek zammı geri çekme” çağrısı yaptı. Demir şunları söyledi: “Türkiye’de milyonlarca insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ülkemize yönelik emperyalist saldırganlık da son olarak Fransa örneği ile ortaya çıkmış durumda. Tam da böyle bir dönemde, halkın yararına konularda bir türlü uzlaşamayan partilerin kendi çıkarları için anlaşmasını manidar buluyorum.”

 

*Yeniçağ Gazetesinden Alınmıştır.

 

Posted in Gündem | Geri çekin, Özür dileyin! için yorumlar kapalı
Ara 24

“Al yoksa amcaya veririm”

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çanakkale’den 30 yaşlarında bir kadın, kucağındaki süt bebeğiyle otobüse biner. Yanına da iri kıyım 35 yaşlarında bir adam oturur. Otobüs Ezine’ye ulaştığında kadın çocuğunu emzirmek amacıyla memesini açar ve çocuğa verir.
Ancak çocuk inatla memeyi emmek istemez. Kadın çocuğa kızar ve sert bir sesle;
-Al yoksa amcaya veririm !….Der.
Adam göz ucuyla bakar ve önüne döner…
Ayvacık’a geldiklerinde kadın yine memesini çıkarır ve çocuğu yine emzirmek ister, çocuk yine emmez ve yine aynı sözler kadının ağzından dökülür;
-Al yoksa amcaya veririm.
Bu olay her durakta tekrarlanır ve hepsinde de aynı şeyler yaşanır.
Küçük kuyu, Altınoluk, Güre, Akçay derken Edremit’e kadar gelinir. Edremit’te de kadın;
-Al yoksa amcaya veririm diyince adam patlar.
-Hanım hanım yeter artık !…Vereceksen ver be… Ben taaaaa Ayvacık’ta inecektim, buralara kadar geldim….
Posted in Fıkralar | “Al yoksa amcaya veririm” için yorumlar kapalı
Ara 24

Tavla ve Satrancın Hikayesi

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Pers imparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüler oyunlarından biridir. Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici. Senenin birliği olarak tavla bir tanedir. 4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6’şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12’şer hane günün 24 saatini simgeler..
 Eski zamanlarda Hint İmparatoru, satranç oyununu Pers imparatoruna, yanında bir mektup ile hediye olarak göndermiştir. Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır:
 
Pers imparatoruna;
Kim daha çok . düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim daha ileriyi görüyorsa
O kazanır.
İşte hayat budur…
   
Pers İmparatoru, dönemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister. Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve oyunu çözer, daha sonra da on günde tavlayı icat eder ve imparatora sunar. Hint İmparatoruna tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır:
 
Hint imparatoruna;
Evet,
Kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim daha ileriyi görüyorsa
O kazanır.

 

Posted in Hikayeler | Tavla ve Satrancın Hikayesi için yorumlar kapalı
Ara 24

Sevdalarım Var Benim…

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Terk eder mi yüce dağlar karını?
Gel, yaşatma bana aşkın zarını
Şu kahpe feleğin hasret nârı’nı
Söndürecek sevdalarım var benim…
 
Girmesin sevginin kanına ahtı
Gönüller şahının kurulu tahtı
Bu alın yazısı kör, kara bahtı
Döndürecek sevdalarım var benim…
 
Rağbet etme mala, mülke, zengine
Çalar davul bile dengi dengine
Burnu, havalardan gönlü engine
İndirecek sevdalarım var benim…
 
Sonsuz ümitlerin kır atlarına
Layık olmak için beratlarına
Şu Hüma kuşunun kanatlarına
Bindirecek sevdalarım var benim…
 
Bu âlemin gelmiş-geçmiş filmini
Dört kitaptan okumalı ilmini
Bu zamanın kâfir Nemrut zulmünü
Dindirecek sevdalarım var benim…

 

Hiç gizleme bir görelim falını
Güneşten mi aldın yanak alını?
Gönül kovanından aşkın balını
Sindirecek sevdalarım var benim…

 

24.04.2009

 

Posted in Şiirlerim | Sevdalarım Var Benim… için yorumlar kapalı
Ara 24

Masonluk Nedir?

 (Mutlaka Öğrenmemiz gerekmektedir.)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çeşitli Kaynaklarda Masonluk Aşağıdaki Şekillerde Tanımlarnmaktadır
• – “Masonluk batı avrupa’da ortaya çıkmış, 1717 yılında yayınlanan anderson anyasası ile bugünkü şeklini almıştır.”
• – “Masonluk bir takım özel işaretleri, amblemleri olan, localar halinde teşkilatlanmış, uluslar arası bir kuruluştur. Mason olmayanlara “harici” denir. Çalışmalara yabancılar katılamaz.”
• – “Masonlar aralarına herkesi almazlar. Zenginler, yükselme ihtimali olan bürokratlar, polis ve askerlerin üst kademelerinde bulunanlar, herkesce tanınmış sanatçılar tercih edilen kişilerdir.”
• – “Masonlar “sırlar” dedikleri felsefelerini bu yolu seçmişlere telkin ederken tedrici bir araştırma yolu takip ederler. Bunu da 33 dereceli bir sistem içinde yaparlar. Mason felsefesi, yahudi kabala inancından, hıristiyanlıktan, hermetizm’den, putperestlikten hatta bir ölçüde islamiyetten etkilenmiş esaslardan meydana gelir. Ama bu, dünyanın her tarafında mevcut olan masonların aynı düşündüğü anlamına gelmez. “
• – “Masonlukta, 1 ilâ 3. Dereceler, temel kuralların ve ideallerin öğretildiği derecelerdir. 4 ilâ 14. Derecelerde meşhur hiram efsanesi işlenir. Daha çok yahudi inançları hâkimdir. “
• – “15 ilâ 18. Dereceler bir ara mertebedir. Daha genel bilgiler saliklere verilir. 18 ila 30. Derecelerde ise “üst felsefe” işlenir. Bu devrede salik, bütün dini inançlarından arındırılmaya çalışılır. 31-33. Dereceler artık idari mertebelerdir. Bu seviyeye ulaşmış masonlar, cemiyet’in çeşitli kurullarında, yönetim kademelerinde görev alırlar.”
• – “1 ilâ 3. Dereceler, çırak-kalfa-usta dereceleridir. 4 ilâ 14. Derecelere “tekemmül” seviyesi denir. 15 ilâ 18. Dereceler, “şapitr” ; 19 ilâ 30. Dereceler de “areapaj” seviyeleridir. Türkiye’de genelde iskoç riti’ne bağlı localar vardır. “
 

 

Posted in Yazılarım | Masonluk Nedir? için yorumlar kapalı
Ara 24

Altın Sözler

*“Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı,
   Türk’üm. Bu ad, her unvandan üstündür.
   ***
   Yoktur Azer, Kırgız, Özbek, Kazanlı,
   Türk Milleti, bir bölünmez bütündür.”
   Ziya Gökalp
 
* Devletleri yıkan bütün hatanın altında nice gururun gafleti yatar. Yavuz Sultan Selim
 
* Tarih değil, hatalar tekerrür eder. Sultan Abdülhamit Han
 
*”İnsanlar başaklara benzerler içleri boşken başları havadadır doldukça eğilirler”. Montaigne
 
* Başarıya koşacaksan onun altı düşmanından kaç: Uyku, uyuşukluk, korku, öfke, dağınıklık ve gevezelik. Pankotanra
 
* Herkes hata işleyebilir, yalnız ahmaklar hatalarında ısrar ederler. Çiçero
 
* Türk soyundan gelenler, Avrupalılarla ne kadar az temas etmişlerse o kadar mükemmel ve bozulmadan kalmışlardır. Edmond Dutemple
 
*“Basit kadın; Güzel olmayı zeki olmaya tercih eder. Çünkü basit erkekte zekayı anlayacak kafa değil, güzelliği görecek göz vardır” Çehov
 
*Bilim adamları deney yaparken fareye  viski, votka, bira vermişler. Hepsinde  de oynamış, zıplamış. Sonra rakı vermişler. Elini masaya vurmuş  ve; “o kedi buraya gelecek lan!” demiş.
Posted in Atasözleri Vecizeler | Altın Sözler için yorumlar kapalı