Eyl 28

Irkına İhanet!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Bir Gün Yavuz Sultan Selim pazarın birini gezmeye karar verir ve saka kuşlarının… satıldığı bir tezgaha yönelir.
 Bütün sakalar 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 50 altındır.
 Yavuz Sultan Selim sorar:
 -Bunlar 1 altın da bu neden 50 altın?
 Satıcı:
 -Hünkarım 50 altınlık olan ötüşüyle diğer saka kuşlarını kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.
 Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve ver o kuşu bana der.
 Herkes şaşkınlık içinde ne yapacak acaba koca padişah bir saka kuşunu diye düşünürken,
 Yavuz Sultan Selim kuşun kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırı verir ve der ki:
“KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!!”
 
Posted in Hikayeler | Irkına İhanet! için yorumlar kapalı
Eyl 28

Yalnızlığın İnfazı

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Dün, bugün, yarın ve bütün zaman
Gönüller bir Leyla’nın hayaliyle şakır
Şu cehennem azabı korkunç yalnızlığımın
Kalemini ellerinle gel sen kır
 
Ve bir gece yarısı tam sıfır ikide
Gel, yalnızlığımın ipini sen çek
İnfazın yapıldığı o anda
Ayaklarım tamamen yerden kesilecek
 
 
31.3.1993
 
 
 
 
 
 
 
Posted in Şiirlerim | Yalnızlığın İnfazı için yorumlar kapalı
Eyl 28

Zihin operasyonu

 

 

 

 

 

 

 

    Adamın biri New York Central Park’ta yürüyüş yaparken, aniden bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir boğuşmadan sonra, üzeri yara bere içinde kalır ama köpeği öldürür. Bu arada küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine gelir. Sarılıp, teşekkür ettikten sonra der ki:
– Sen bir kahramansın! Yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlığı da şöyle olacak:  “New York’lu cesur bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı!” 
-Ama ben New York’lu değilim ki!
-Fark etmez. Bu durumda o zaman gazeteler şunu yazacaklar:  “Cesur Amerikalı, küçük kızın hayatını kurtardı!”
-Ama ben Amerikalı da değilim.
-Yine fark etmez. O zaman da gazeteler şöyle yazarlar: “İnsanlık ölmedi. Bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı.”
-Pekiyi, sen nerelisin?
-Ben Irak’lıyım!
Polis, kızı hastaneye götürür. Adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır:  “Radikal bir İslâmcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü…”

 
 ABD’li stratejist George Friedman şöyle diyor: “Türkiye 100 yıl sonra dünyanın en büyük 4 gücünden biri olacak. Çin ve Rusya gibi ülkeler gerileyip yerini Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya gibi yeni dünya güçlerine bırakacak.”
 
* Afşin SELİM  Yeniçağ
Posted in Fıkralar | Zihin operasyonu için yorumlar kapalı
Eyl 27

Türk Mührü Taşıyan Anadolu Gel!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gel Türk, akıllara akıl ver bir kez
Huzurunu bozan böcekleri ez
Çekirge bir daha, bir daha sekmez
Gel, beklenen umut bana dolu gel!
Gel, canım, cananım, Anadolu gel!
 
Kırgız’ım Kazak’ım Çerkez, Uz benim
Özbek’im, Tatar’ım, Uygur, Türkmen’im
Tarihte her zaman adım TÜRK benim
Gel, kendi özünle cana dolu gel!
Gel, kucaklaşalım Anadolu gel!
 
Diyalogmuş hangi dinler arası?
Kapanmaz ki asırlarca yarası
Tek yürek olmanın şimdi sırası
Gel, Orta Asya, Tuna dolu gel!
Gel, kutsal vatanım Anadolu gel!
 
Ben ki düşmanımdan aman dilemem
Kundağımda akrep, yılan belemem
Türk oğluyum uşaklığa gelemem
Gel, Ay-Yıldızınla şana dolu gel!
Gel, Türk mührü taşıyan Anadolu gel!
 
20.11.1993
 
Posted in Şiirlerim | Türk Mührü Taşıyan Anadolu Gel! için yorumlar kapalı
Eyl 26

Sizinde Haberiniz olsun…

 

 

 

 

 

 

 

 

2011-2012 Eğitim öğretim yılı başında  Millî Eğitim Bakanlığı’nın ders kitapları ile birlikte okullara gönderdiği broşürlele ilgili  CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, TBMM Başkanlığı’na Bakan Ömer Dinçer’in cevaplaması isteğiyle bir soru önergesi verdi.
Önergedeki sorular şunlardır:
“1-Tarafınızdan gönderilen broşürde Büyük Önder Atatürk’ün fotoğrafı neden boş çerçeve olarak görülmektedir?
2- Boş çerçeve fotoğrafla öğrencilerimize verilmek istenen mesaj nedir?
3-Başbakan’dan gelen broşürde yapılan AKP propagandasının eğitime katkısı nedir?
4- Başbakan bu işleri milletin ödediği vergilerle yapmadı mı?
5-İlköğretime ait bazı kitaplarda Atatürk fotoğrafı, Gençliğe Hitabe, İstiklâl Marşı’nın yer almamasının sebebi nedir?
6- MEB’nin görevlerini sıralayan ikinci maddedeki A fıkrasını kaldırdınız. Böylece eğitim ‘milli’ olmaktan çıkacaktır.
7-Bakanlığınızın başındaki ‘milli’ sözcüğünü kaldırmayı ne zaman gerçekleştireceksiniz?”

Ağah Oktay GÜNER  Yeniçağ Gazetesi

Posted in Yazılarım | Sizinde Haberiniz olsun… için yorumlar kapalı
Eyl 26

Neden Susar Türkiye?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Neden ununu elemeden
Eleğini asar Türkiye!?
 
Basiretsizler yüzünden sürekli
Yaş tahtaya basar Türkiye!
 
Böğründen yara almış
Mütemadiyen kan kusar Türkiye!
 
Söz gümüşse sükût altındır deyip
Ağzına kilit vurur susar, susar Türkiye!
 
Gargara yapar, sineye çeker
Neden her kastı yutar Türkiye!?
 
01.10.1993
Posted in Şiirlerim | Neden Susar Türkiye? için yorumlar kapalı
Eyl 25

Müstahak…( !)

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
 
Bir devlet halkına zulüm ederse
Elbette ki yıkılması hak derim…
Rüşvet, torpil başın almış giderse
O devlet her şeye müstahak derim…
 
Adalet ağacı dal dal kurursa
Kendi kültürüne yama vurursa
Etnik ırkçıları övüp durursa
O devlet her şeye müstahak derim…
 
Kesilmişse öz dilinin pençesi
Bir pula dönmüşse altın akçesi
Hayâsızlık kol gezerse Türkçesi
O devlet her şeye müstahak derim…
 
Bir yanda zenginler, bir yanda açlar
Olur, olmaz yerde alınsa baçlar
Kum gibi kaynarsa çevrede Haç’lar
O devlet her şeye müstahak derim…
 
Ayrık otu gibi köklü illetin
Uçan kuşa borcu varsa milletin
Taşeronu olmuş ise zilletin
O devlet her şeye müstahak derim…
 
Hizmet farklı farklı yapılıyorsa
Rüşvet ve avanta kapılıyorsa
Hak varken batıla tapılıyorsa
O devlet her şeye müstahak derim…
 
Çare bulmak için sürekli kaşın
Soğan, bulgur, ekmek, sofrada aşın
Hak ararken ipe giderse başın
O devlet her şeye müstahak derim…
 
O devlet benimse susar susarım
Varım yoğum her şeyimi asarım
Bütün hainlere kinim kusarım
Her şeye müstahak demem, diyemem…
 
21.12.1992
 
Posted in Şiirlerim | Müstahak…( !) için yorumlar kapalı
Eyl 24

Mustafa Kemal Atatürk’ün Cevabı

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
         Anasının ve babasının soyluluğuyla övünen Teodor, İtalya yarım adasına inmek isteyen Türk Atilla’ya barış görüşmesinden önce sormuş; “Siz hangi soylu ailedensiniz?” Atilla da ona cevap vermiş. “Ben soylu bir milletin evladıyım.” İşte benim cevabımda budur.
          EFENDİLER!
        “Eğer bu millet, bu memleket parçalanacak olursa genel şerefsizliğin enkazı altında şunun bunun şahsi şerefi de parça parça olur.
         Biz o genel şerefi kurtarabilmek için harekete geçen millete ruhumuzla katıldık. Katılmamıza mani olabilecek şahsi rütbeleri, mevkileri de genel şerefi kurtarmaya yönelik bir gaye uğrunda feda ettik…
         Bunu anlamayıp da, milleti hala kendi kafalarının keyfine göre idare etmeye kalkışan kuvvetler artık birer beladır.
         Bela çekmeye bu milletin artık tahammülü kalmamıştır.”(24.10.1919 Ruşen Eşref’le röportajından)
 
         Felaket başa gelmeden evvel onu söyleyecek ve ona karşı savunulacak gerekleri düşünmek
lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur. (1920)*
 
         Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. (1920)*
 
         Benim hayatta yegâne onur kaynağım, servetim Türklükten başka bir şey değildir. (1923)*     
                                                                                                                                
         Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün Türk’tür ve sonsuza kadar Türk olarak 
 yaşayacaktır. (1923)*
 
         Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. (1923)*
 
         Bu millet kılı kıpırdamadan dava uğruna ve benim uğruma, canını vermeye hazır olmasaydı  
  ben hiçbir şey yapamazdım. (1926)*
 
         Milliyet davası siyasi bir mücadele konusu olmadan önce şuurlu bir ideal meselesidir.
   Şuurlu bir ideal pozitif bilimlere, bilimsel yöntemlere dayandırılmış bir hedef ve gaye
   demektir. (1926)*
 
          Türk Milleti’nin karakteri yüksektir, Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir.
 
          Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır. (1935)*
  
          Benim Türk Milleti’ne, Türk Cumhuriyeti’ne, Türklüğün geleceğine ait görevlerim
    Bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar
    ediniz. Bu sözler bir kişinin değil, Türk Milleti’nin duygusunun ifadesidir. Bunu her Türk bir
    parola gibi kendinden sonrakilere devamlı tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk
    ferdinin son nefesi, onun sonsuz olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk senin için yüksekliğin
    sınırı yoktur. İşte parola budur. (1935)*
 
    * Nutuk’tan
Posted in Hikayeler | Mustafa Kemal Atatürk’ün Cevabı için yorumlar kapalı
Eyl 24

Ben dün duydum…

 

 

 

 

 

 

 

Yahudi’nin birine tokat atan adam hakim karşısına çıkarılır:
-Neden vurdun?
-Bunlar İsa Peygamberi çarmıha germişler…
-İyi de bu kaç bin yıl önce olmuş..
-Valla ben dün duydum…

Posted in Fıkralar | Ben dün duydum… için yorumlar kapalı
Eyl 22

Yolsuzluk Profları…

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Eğitmişiz bunca zaman 
Hep yolsuzluk profları
Dedirtirler aman aman
Hep yolsuzluk profları…
 
Yolluları, yolsuzları
Kolluları, kolsuzları
Çulluları, çulsuzları
Hep yolsuzluk profları…
 
Yüreklerde sevgilere
Söylenecek yergilere
El koydular vergilere
Hep yolsuzluk profları…
 
Sinsi sinsi hep gülerler
Yetimin hakkını yerler
Utanmadan safız derler
Hep yolsuzluk profları…
 
Evirdiler, çevirdiler
Nice çamlar devirdiler
Yüzümüze geğirdiler
Hep yolsuzluk profları…
 
22.2.1992
 
 
 
 
 
Posted in Şiirlerim | Leave a comment