Tem 15

ESKİ TÜRKİYE

ESKİ TÜRKİYE

GEMİ MÜHENDİSİ FETHİ ALGON’DAN

Devlet gemi inşa mühendisi Fethi Algon’u 1946’da Tatvan’a yollar. Kocaman bir iç deniz, üzerinde hiç deniz taşımacılığı yok. Fethi Algon eşini, iki oğlunu alır Kurtalan Ekpresi ile önce Siirt Kurtalan’a oradan da 8 saat (122 km) süren bir yolculukla Tatvan’a varır. Vardıklarında manzara şudur Tatvan’da. Yol yok Okul yok Elektrik yok Su şebekesi yok Türkçe bilen yok Bakkal bile yok Yok yok yok yok. Fethi Algon önce tersaneyi kurar ve Van Gölü üzerinde yolcu taşımacılığı yapacak gemilerin, kosterlerin, römorkörlerin üretimine başlar, iskelelerin yapımları da başlar eş zamanlı Gevaş, Ahlat, Erciş, Van ve Gevaş’ta. Sene 1950’de Van Gölü üzerinde yolcu taşımacılığı başlamıştır bile. Siirt Kurtalan’a gelenler karayolu ile Tatvan’a, oradan da göl çevresinde nereye gidecekse. Fethi Algon bakar ki herkes yakalayamıyor feribot saatlerini, der ki Denizcilik Bankası’na buraya otel lazım. Bunun üzerine Doğu Anadolu’nun ilk ve tek dört yıldızlı oteli Tatvan’a inşa edilir vatandaş feribot beklerken rezil olmasın diye. İstanbul’dan Yalova’dan şefler, otel müdürleri getirilir personelinin eğitimi için. Otelin adı Denizcilik Bankası Oteli’dir. Bu arada tersane arazisi bir kampüs haline getirilir. 1950 gibi senede Van Gölü’nde yelken yapılır. Çevre illerden sayısız insan yelkenli izlemeye gelir. Fethi Algon’a devletin gönderdiği paralar Diyarbakır üzerinden gelir. Çünkü en yakın Ziraat Bankası oradadır. Mecido isimli bir eşkiya yolda parayı getirenleri soyar, bütün paraları alır. Jandarma bile Mecido’ya bulaşmak istemez. Fethi Algon, Mecido’ya haber salar, gelsin görsün beni diye. Mecido bir eşkiyadır ama devletin adamı çağırmıştır sonuçta. Kalkar gider. Fethi mühendis derdini sorar. Mecido: “Adam vurdum, eşkiyayım diye kime bana iş vermez, ne yapayım” Fethi Algon, 1.90 boyundaki bu dev adama Tatvan tersane Kampüsü’nde bekçilik işi verir. Mecido eşkiyalığı bırakır. Karda tipide çocukları okula götürmek dahil her işe canla başla koşar. Tersanenin has adamı olur. Tatvan’da okul yoktu, mühendis Fethi Algon’un oğlanlar okula başlayacak olunca kaymakama valiye çıkıp, okul konusunu dile getirir. Sene 1948’dir. Vali kaymakam yok öyle bir para bizde. Okulu yapın biz öğretmeni atayalım. Fethi Algon bulur buluşturur, tersane kampüsünde bir oda, kara tahtaya 25 öğrencinin eğitim alacağı bir derslik kurar, valiye kaymakama haber salar, atayın öğretmeni. Böylelikle Tatvan’ın ilk okulu açılır. Öğrenci sayısı 25’dir. 23’ü Türkçeyi ilk defa okulda duyar. Fethi Algon ve ailesi 1959 senesine kadar Tatvan’da kalır ve bugün bile Bitlis il merkezinin daha önünde anılmasını sağlayan altyapıyı atarlar Tatvan’da. Sonra geldikleri yer olan İstanbul’a dönerler. Bozulan Türkçeleri nedeniyle çocukların lakabı artık kırodur İstanbul’da. Oğlanlardan küçük olanı Atilla yıllar sonra Denizcilik Bankası’nda müfettiş olur. 1970ler filan. Tatvan denetlemesi vardır. Gönüllü olur. Yine Kurtalan Ekspresi ile Bitlis, Tatvan’a varır. 3 gece 4 gün. Tatvan’da babası zamanında açılan Denizcilik Bankası oteline yerleşir. Resepsiyonda dev gibi ama beli bükülmüş bir adam vardır. Resepsiyonda kavga etmektedir. Üstü başı perişandır. Atilla zar zor tanır adamı. Babasının eşkiyalığı bırakıp işe aldığı eşkiya Mecido. Sarılırlar, ağlaşırlar, dertleşirler. Babası gittikten sonra gelenler ne yapıp edip, kovulmuştur Tatvan tersanesinden Mecido eşkiyadır, adam vurmuştur, katildir diye. Oğlunun açtığı bakkal dükkanı geliri ile kıt kanaat geçinmektedirler Tatvan’da. Sorarım size? Fethi Algon da devlettir, sonrasında gelenler de? Bu devlet nasıl bir şeydir? Hele deyin bana. O değil de Fethi Algon’un torunu Burcu Algon bugün Azerbaycan yelken milli takımının koçu. Cumhuriyet’in yarattığı katma değer bugün Cumhuriyet’in sınırlarını aşıyor. Yalnız nasıl zamanlarsa eşkiyası bile kalite. Öyle bir Türkiye’ymiş.

Alıntı: Yavuz Şen

Posted in Hikayeler | ESKİ TÜRKİYE için yorumlar kapalı
Tem 14

KERKÜK KATLİAMI

“14 Temmuz 1959 tarihinde Türkmenler, Cumhuriyetin ilanının birinci yıl dönümü için bayram hazırlığı yapmış ve kutlama töreninin yapılmasını bekliyorlardı. Tüm Türkmenler, bürokrat ve meslek sendikaları mensuplarından oluşan doktorlar, avukatlar, öğretmenler, memurlar ve işçiler, hazırlık komitesinin düzenlediği resmî geçide katılacaktı.

Türkmenler bayram sevinci içerisinde türküler söylüyor, millî oyunlar oynuyordu. Saat 19.00’da resmî geçidin başlamasıyla resmi ve sivil komünist gruplar slogan atmaya başladı ve otomatik silahlar art arda ateşlenmeye başladı.

Silahsız ve sadece cumhuriyetin ilanının birinci yıl dönümünü kutlamaya çıkmış bulunan Türkmenler, otomatik silahların taraması ile dağılmaya başladı. Kadınlar, çocuklar panik içinde koşuşmaya ve şaşkınlık içinde sığınacak yer aramaya koyuldu.

3 gün 3 gece süren ve tarihe “Kerkük Katliamı” olarak geçen soykırım başlamış oldu. Halkın panik içinde köşe bucak saklanmaya çalışması üzerine, 2. Tümen Komutanlığı’nın emriyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak çok geçmeden, bu yasağın sadece Türkmenler için ilan edilmiş olduğu anlaşıldı.

Daha sonra Türkmenler kurulan sözde halk mahkemelerinde, beş-on dakika içinde yargılanarak, kurşuna dizildiler. Ordu, polis ve sivil teşkilâtlar ile komünist partinin üyeleri el ele vererek, evlere baskınlar yaptılar ve yüzlerce Türkmen’i tutukladılar. Bir kısmını barakalara doldurarak katlettiler. Evlerinden alınan bazı Türkmen liderleri, ailelerinin gözleri önünde makineli tüfeklerle şehit edildiler. Daha sonra ayaklarına ipler takılarak, motorlu araçlarla cesetlerini sokak sokak sürüklediler.

Ölenlerin yanı sıra, binlerce Türkmen, çeşitli biçimde yaralanmıştı. Bu vahşeti gören bazı kişiler, aklını kaybederek çıldırdı. Korku ve dehşet yüzünden bazı hamile kadınlar da çocuklarını düşürdü. Hastanelerde yaralılardan yer kalmadı.
İnsanlık tarihinde benzeri görülmemiş bu kanlı olayların duyulması, bütün Irak’ta büyük yankı uyandırdı ve şok etkisi yarattı. Irak’ın dışında duyulan bu soykırım haberi, dış basında da geniş biçimde yer aldı.

Ve geride kalan Türkmenler, kalbi kırılmış, gururu incinmiş, yalnız ve kimsesiz bir millet olduklarını hissettiler. Anavatana kırılmış ama Türklüğe iman ve inancı bir kat daha artmış ve her şeyi kendisinin yapmak mecburiyetinde olduğunu kesinlikle anlamışlardı.

Kerkük Katliamı’nın yıl dönümünde şehit edilen tüm soydaşlarımızı rahmet ve dua ile anıyoruz.”

Posted in Gündem | KERKÜK KATLİAMI için yorumlar kapalı
Tem 14

ATILAY FACİASI 14 TEMMUZ 1942

Genç Cumhuriyet’in gururu 4 denizaltıdan biriydi Atılay. Adını Mustafa Kemal Atatürk koydu. 39 denizciyle son kez daldığında tarih 14 Temmuz 1942’ydi. Çanakkale boğazında yaşanan facianın üzerinden 78 yıl geçti. Saygı ve rahmetle anıyoruz.

Binbaşı Sadi GÜRCAN komutası altında dalışta iken batan ATILAY faciasında 37 denizcimiz 14 Temmuz 1942’de şehit olmuştur.

İsim babasının Atatürk olduğu Atılay denizaltı gemimiz İstanbul Taşkızak tersanesinde inşa edilmiş 80 metre boyunda 52 personelli bir denizaltıdır.Atatürk’ün kendi el yazısı ile yapılacak gemilere Atılay, Saldıray, Batıray, Yıldıray adı verilmesini isteyen direktifi Deniz Müzesinde teşhir edilmese bile saklanıyordur.

Yeni cihazların kontrolü maksadıyla Donanma Komutanlığından istenen gemi 14 Temmuz 1942 günü saat 07.30 sularında Çanakkale’ye gelip demirlemiştir. Saat 8.00-9.00 arası yapılan brifingde tecrübelerin nasıl yapılacağı hakkında bilgi alış verişinde bulunulmuştur. Saat 14.30’da Çanakkale Norto koyunda dalmış ve boğazdan çıkmış bir daha dönmemiştir. Geminin dönmeyişi üzerine deniz komutanı ile ihbar istasyonu komutanı tarafından 3 ve 5 numaralı motorlarla arama yapılmıştır. Saat 20.30’da Atılay’ın battı şamandırası bulunmuştur. İhbar istasyonu komutanı Fatih KARAYEL telefonla irtibat kuramamıştır.

1. Atılay akıntı sebebi ile mayınlı sahaya girmiştir.
2. Antenli mayınlardan bir veya ikisinin patlaması sebebiyle büyük yara ve yaralar açılmış ve gemi su dolmuş, personelin kaybı ile sevk ve idareden mahrum kalmıştır.
3. 80 metre derinlikte oluşu nedeni ile geminin ve gerekse mürettebatın kurtarılmasına olanak bulunamamıştır.

Hamiyet YÜCESES’in kocası Fethi YÜCESES Atılay denizatlı gemisinde başçavuş olarak görev yapıyordu. Bu kazadan sonra Hamiyet YÜCESES “ Gitti de gelmeyiverdi ” şarkısını okumuş ve meşhur olmuştur.
Ruhları şad olsun.

Posted in Gündem | ATILAY FACİASI 14 TEMMUZ 1942 için yorumlar kapalı
Tem 14

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

14 TemmuzBastille Günü

1683 – Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı orduları, II. Viyana Kuşatması‘nı başlattılar.

1700 – Osmanlı Devleti, Rusya Çarlığı ile İstanbul Antlaşması‘nı imzaladı.

1789 – Fransız DevrimiFransızlar krallığa karşı ayaklandılar. Halk, Paris Bastille Hapishanesi‘ndeki siyasi tutukluları serbest bıraktırdı.

1884 – KamerunAlmanya‘nın sömürgesi oldu.

2015 – New Horizons (Yeni Ufuklar) adlı uzay aracı Plüton‘a vardı.

Augustine Jean Fresnel (ö. 1827)

Isaac Bashevis Singer (d. 1904)

Halil Mutlu (d. 1973)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Tem 14

RABLER EDİNMEK

“RABLER EDİNMEYİN!”

“Ey Yahudiler ve Hristiyanlar! Bizim ve sizin aranızda aynı olan bir gerçeğe gelin: Yalnız Allah’a tapalım, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, birbirimizi Allah’ın berisinden rabler edinmeyelim.” (Âli İmran, 64)

Bütün tefsir ve hadis kaynaklarının ortak beyanına göre bu ayetin inişi üzerine Peygamberimize, “İnsanları Rabler edinmek nasıl olur?” diye sormuşlardı. Cevap üzerinde durduğumuz konu bakımından devrimdir:

“İnsanları rab edinmek, din adamlarının sözlerini Allah’ın sözleri gibi kabul etmekle vücut bulur.”

Bu ayetin indiği sırada Müslüman olmuş Hristiyanlardan biri, Hz. Peygamber’in yukarıdaki yorumu üzerine itirazda bulunarak şöyle diyor: “Biz o din adamlarını nasıl rab edinmiş oluruz? Bir onlara ibadet etmiyorduk.”

Hz. Peygamber’in cevabı, şirk bahsinin en hayati noktalarından birini aydınlatıyor.

“Onlar size bir takım şeyleri helal, bir takım şeyleri de haram ediyordu, siz de buna uyuyordunuz, değil mi?”

Soruyu soran kişi:  “Evet, öyle yapıyorduk” deyince Hz. Peygamber son noktayı koyuyor:

“İşte, onların o yaptığı ve sizin o kabulünüz şirkin ta kendisidir ve benim anlatmak istediğimde odur.”

Kaynak: Deizm (232-233) Yaşar Nuri Öztürk

(Bazılarını rab edinmek: Peygamberimiz ’in buyurduğu gibi, Allah’ın emir ve yasakları varken, bunlara aykırı emirler veren kişinin emirlerini emir, yasaklarını yasak sayarak hükümlerini kabullenmek ve isteyerek/gönülden onlara itaat etmek, onları rab kabul etmektir.) [bk. 9/31; 3/83 ve açıklaması]

Posted in Gündem | RABLER EDİNMEK için yorumlar kapalı
Tem 13

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

13 Temmuz:

1793 – Fransız Devrimi önderlerinden Jean-Paul Marat, muhalifi Charlotte Corday tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

1878 – Osmanlı İmparatorluğuÇarlık RusyasıİngiltereAlmanyaAvusturya-Macaristan İmparatorluğuİtalya ve Fransa arasında Berlin Antlaşması imzalandı.

1930 – İlk Dünya Futbol Şampiyonası Uruguay‘ın başkenti Montevideo‘da başladı.

1985 – Afrika‘daki açlığa yardım fonu toplamak amacıyla Live Aid konseri düzenlendi.

1995 – Senirkent sel felaketiIsparta‘nın Senirkent ilçesindeki sel felaketinde 74 kişi öldü.

İbrahim Çallı (d. 1882)

Harrison Ford (d. 1942)

Frida Kahlo (ö. 1954)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Tem 13

GÜZELSİN, GONCASIN, CANANSIN, CANSIN…

GÜZELSİN, GONCASIN, CANANSIN, CANSIN…

* * *

Gönlüm aşkın ile kavrulup yanar

Güzelsin, Goncasın, Canansın, Cansın…

Gönül yaylasında can seni anar

Güzelsin, Goncasın, Canansın, Cansın…

* * *

Önemi kalmadı arının, balın

Sevda filizleri uzatır dalın

Tomurcuk bir gülü andırır halin

Güzelsin, Goncasın, Canansın, Cansın…

* * *

Her zaman gönlüne giresim gelir…

Gönlündeki gülü deresim gelir…

Uğruna canımı veresim gelir…

Güzelsin, Goncasın, Canansın, Cansın…

* * *

Cennet, gönüllerin yapısı gibi,

Her gönül cennetin kapısı gibi,

Her bir aşkın yüce tapusu gibi,

Güzelsin, Goncasın, Canansın, Cansın…

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | GÜZELSİN, GONCASIN, CANANSIN, CANSIN… için yorumlar kapalı
Tem 12

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

12 Temmuz:

1806 – 16 Alman Prenslik Devleti, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu‘ndan ayrılarak Ren Konfederasyonu‘nu kurdu.

1878 – Osmanlı İmparatorluğu‘nun, Kıbrıs adasının yönetimini Kıbrıs Sözleşmesi ile Birleşik Krallık‘a devretmesinin ardından, Ada’ya ilk Birleşik Krallık bayrağıLefkoşa burçlarına çekildi.

1918 – I. Dünya Savaşı sırasında Salyan Muharebesi gerçekleşti. Kura nehri Osmanlı ordusu tarafından kontrol altına alındı.

1932 – Türk Dil KurumuMustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu.

1950 – René PlevenFransa Başbakanı oldu.

Pablo Neruda (d. 1904)

Willis Lamb (d. 1913)

Nathan Söderblom (ö. 1931)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Tem 12

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın!” Victor Hugo

* “Sevdiğin işi yapıyorsan bir gün bile çalışmış olmazsın.” Konfüçyus

* “Bilgi malumat değildir. Bilginin tek kaynağı deneyimdir.” Albert Einstein

* “Bütün sanatlar doğanın bir taklididir.” Seneca

* “Bir musibet bin nasihatten iyidir.” Atasözü

* “Cesaretiniz kırılmasın, en kuvvetli sermaye zekâ dikkat ve iffettir.” M. Kemal Atatürk

* “TÜRK”, Heredot’tan ve Tevrat’tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur!” Hammer Alman

* “Ey Dünya insanları hepiniz Türk’sünüz” Gene D. Matlock

* “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adalet öldüğü gün devlet de ölür.” Fatih Sultan Mehmet

Tarihci

* “Aklı öldürürsen, Ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde, millet bölünür.” Fatih Sultan Mehmet

Posted in Atasözleri Vecizeler | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Tem 11

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

11 Temmuz:

1302 – Altın Mahmuzlar Savaşı‘nda Flandre şehirleri etrafındaki “Koalisyon Ordusu”, Fransa Krallığı Ordusu’nu yenilgiye uğrattı.

1346 – IV. Karl, “Elektör Prensler” tarafından Roma Kralı (rex Romanorum) olarak seçildi.

1899 – FiatGiovanni Agnelli tarafından Torino‘da kuruldu.

1995 – Sırp Cumhuriyeti Ordusu, Krivaya 95 harekâtını düzenleyerek, Srebrenitsa‘yı ele geçirdi. Srebrenitsa SoykırımıNATO askeri müdahalesinin hazırlanmasına gerekçe oldu.

2010 – İspanya2010 Dünya Kupası‘nda, Hollanda‘yı 1-0 yenerek ilk kez FIFA Dünya Kupası sahibi oldu.

I. Friedrich (d. 1657)

William Edward Forster (d. 1818)

Laurence Olivier (ö. 1989)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı