Eki 25

TARİHTE BUGÜN

25 Ekim:

1147 – Dorileon Muharebesi, Haçlılara karşı Anadolu Selçuklu Devleti‘nin galibiyetiyle sonuçlandı.

1760 – III. GeorgeBüyük Britanya kralı oldu.

1854 – Kırım Savaşı sırasında Balaklava Muharebesi gerçekleşti.

1983 – Amerika Birleşik Devletleri güçleri, Grenada’yı işgal etmeye başladı.

2001 – Windows XP, genel kullanım için piyasaya sürüldü.

Abel Gance (d. 1889)

Ziya Gökalp (ö. 1924)

Richard Harris (ö. 2002)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 25

ALLAH’IN RAHMETİNDEN KAÇILMAZ

Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya
koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların
yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam… Hoca bidikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak;
“Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” deyince
adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider. Bu arada adamın da ıslanmadık yeri
kalmaz.
Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini
bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden
geçer. Bu sefer komşusu;
“Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz. ’ demiştin;
bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince, Hoca komşusuna doğru döner ve;
“Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için
koşuyorum.” der.

Posted in Fıkralar | ALLAH’IN RAHMETİNDEN KAÇILMAZ için yorumlar kapalı
Eki 24

TARİHTE BUGÜN

24 Ekim:

1912 – Kumanova MuharebesiSırp zaferi ile sonuçlandı.

1945 – Birleşmiş Milletler Antlaşması yürürlüğe girdi ve BM kuruldu.

1970 – Salvador AllendeŞili cumhurbaşkanı seçildi.

1998 – Deep Space 1 uzay aracı, gelişmiş teknolojileri test etmek için uzaya fırlatıldı.

2003 – Concorde‘un son uçuşu New York ile Londra arasında yapıldı.

Tycho Brahe (ö. 1601)

Christoph Daum (d. 1953)

Gene Roddenberry (ö. 1991)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 24

“EĞİTİM; BİR KİTLE İMHA SİLAHI.”

“İnsanların çocuklarını çalan, dev bir beyin yıkama ve sınıflandırma makinesi olarak merkezi okul eğitiminin var olmasına izin verilmiş olabileceğine inanasım gelmiyor. Bu gerçekten oldu mu? Benim hayatım bundan mı ibaretti?”

John Taylor Gatto, 1991’de New York‘ta “yılın öğretmeni” seçilmiş. 30 yıllık sınıf deneyimine ve müfettişlik görevlerine sahip. Amerikan okul sistemini, Alman okul sistemine, daha açığı Hitler dönemi okul anlayışına benzeterek reddedip okuldaki görevini bırakmış. Orijinal adı Weapons of Mass Education: A Schoolteacher’s Journey Through the Dark World of Compulsory Schooling olan ve Mehmet Ali Özkan‘ın tercümesiyle Türkçe’ye kazandırılan eseri ise son kitabı olarak kayıtlara geçer.

30 yıllık öğretmen olan Gatto kitabında, okulu, eğitimi ve Amerikan eğitim sistemini sert bir şekilde sorguluyor, ‘okulu’ eleştiriyor. O, bir mekâna kapatılmaya dayalı okul eğitimine karşı çıkıyor. Çünkü çok farklı yönlere doğru gitme ve gelişme temayülünde olan bireysel hayatları tek tip haline getirdiğini, bireyleri yığınlaştırma emelinde olduğunu düşünüyor. Hatta okul sisteminin tüketim ekonomisine boyun eğdiğini savunuyor. Birleşik Devletlerde zorunlu eğitimin tarihi ve fikri arka planını çizen yazar daha sonra -kendi öğretmenlik tecrübelerine de dayanarak- zorunlu okul eğitimi sürecinde yaşananlara ve sürecin öğrenciler üzerinde açtığı hasarlara dair açıklamalarda bulunuyor.

ZORUNLU EĞİTİME BAKIŞINDAKİ ELEŞTİRİSİ

Amerika’nın muhtelif okullarında yaptığı öğretmenliği Wall Street Journal‘a yazdığı bir yazıyla bırakan yazar, kitabın yazılış amacını şöyle ifade eder: “Öğretmenlik kariyerimin ilk ayından itibaren girdiğim sınıflarda entelektüel gücün, yaratıcı sezginin ve iyi karakterin seviyesinin hep azaldığını ve aslında benim de tam olarak bu iş için para aldığımı fark ettim (s.147). Okul artık (…) sanayicilerin siparişi üzerine tanzim edilen bir davranışsal eğitim laboratuvarına dönüşmüştür. Devlet okulu sınıflarında otuz yıl bu yaratığa hizmet ettikten sonra 1991’de öğretmenliği bıraktığımda, gördüğüm ve ne yazık ki yaptığım şeyler –beni affedin- konusunda tanıklık edeceğime dair kendime söz vermiştim. Bu kitap, benim o sözü tutma yollarımdan biridir (s.47).”

Yazara göre zorunlu eğitim Birleşik Devletlerde on dokuzuncu yüzyıl boyunca yerleştirilmeye çalışılmışsa da dişlerini tam anlamıyla 1905- 1915 yıllarında ülkeye geçirmiştir. İyi insan ve vatandaş yetiştirmek ve herkesin elinden gelenin en iyisini yapmasını sağlamak zorunlu okul eğitiminin gerekçesi olarak gösterilse de yazara göre; “bundan daha büyük bir yalan yoktur. Asıl amaç mümkün olduğunca fazla sayıda bireyi, tehdit oluşturmayacak bir düzeyde tutmak, standartlaşmış bir vatandaşlık öğretisi yaymak, başkaldırı ve özgünlüğü öldürmektir. ABD’de ve dünyanın her yerinde eğitimin amacı budur (s.20).”

FİŞLEDİĞİ YAZARLAR

Gatto’nun ısrarla üzerinde durduğu düşünce, ABD’de yerleştirilen zorunlu eğitimin köklerinin Prusya askeri devletine dayandığıdır. Yazar, Prusya eğitim sisteminin köle ruhlu insanlar ortaya çıkardığını belirtir. Ona göre; zorunlu eğitim düşüncesi, oldukça eskidir. Platon’dan beri birçok ütopyacı yazar bunun zeminini hazırlamıştır. Bu manada yazar Calvin, Francis Bacon, Spinoza, Thomas Hobbes, Johann Fichte, Charles Darwin gibi isimleri özellikle “fişler.”

ROCKEFELLER, CARNEGİE VE FORD GİBİ VAKIFLARIN AMAÇLARI

Okulların giderek endüstrinin bir kolu haline dönüştürüldüğünü ifade eden Gatto, zorunlu eğitimin Amerika’da bir sistem olarak yerleşmesinin arka planında güçlü ama görünmez kuvvetlerin yer aldığını belirtir. Bu karanlık güçlerin, ülkenin okullarını ahtapot gibi sardığını ve yeni okul politikalarının kamuoyunun gözlerinden uzaktaki vakıf binalarında kotarıldığını aktaran yazar özellikle RockefellerCarnegie ve Ford vakıflarının isimlerini dile getiriyor. Öyle ki E.Thorndike’ın Eğitim Psikolojisi literatürünü Rockefeller vakfının desteğiyle oluşturduğunu söyler.

1896- 1920 yılları arasında bu vakıflar sanayici ve sermayedar gruplarına, üniversite kürsülerine, araştırmacılara ve okul idarecilerine ciddi yatırımlarda bulunarak mevcut okul sisteminin kurulmasında rol oynamışlardır. “Eğitim tröstü” olarak isimlendirilen bu grupların amacının “gençlere itaat idealinin benimsetilmesi” olduğunu belirten Gatto, bunu delillendirmek için farklı tarihlerdeki toplantılarda alınmış kararların ve söylenmiş sözlerin metinlerine de kitapta yer verir.

YAZARIN GERÇEK MESELESİ NE?

Yazarın asıl anlatmak istediği mesele eğitime karşı gelmesi değil zorunlu eğitime karşı eleştirilerini dile getirmesidir. Çünkü ona göre gerçek gayesi öğrenmek değil, “başarı” olan okulların, öğrencilerin kendileri adına bir şeyler öğrenme arzusunu söndürdüğünü, düşünme melekelerini bunun yanı sıra kendi başlarına kalabilme becerilerini ellerinden aldığını ve çivi çakamayan, yumurta pişiremeyen, can sıkıntısına çözüm bulamayan, topluma değer katamayan gerçek dünyadan uzaklaşmış insanlar ortaya çıkardığını ifade eder.

Zorunlu okul eğitimini bu şekilde resmeden Gatto, eğitime değil zorunlu okul eğitimine karşı olduğunu belirterek ikisi arasındaki farkı ortaya koyar ve çözüm önerisini de bu fark üzerinden geliştirir. Bu nedenle yazarın okul eğitimine alternatif olarak önerdiği eğitim şekli açık kaynaklı öğrenmedir. Bu öğrenme biçimi esnek mekânları ve esnek sıralama düzenlerini içine alan esnek zamanlı bir faaliyettir. Kişisel olarak yönetilen bireyselleşmiş bir eğitim olan açık kaynaklı öğrenmede kimin öğretmen olacağına hükümet değil öğrencinin kendisi karar verir. Öğrenci aktiftir ve kendi eğitim harcını karma sorumluluğunu yüklenir. Hayata değer katmanın okulla değil, okula rağmen gerçekleştiğine dair tezini delillendirmek içinse Amerika tarihinden okula hiç gitmeden ya da okulu bırakarak- açık kaynaklı öğrenme şekillerini benimsemiş kişilerin örneklerine yer verir. Benjamin Franklin, Thomas Edison, Bernard Shaw yazarın örnek olarak verdiği isimler arasındadır. (“John Taylor GattoEğitim: Bir Kitle İmha Silahı, Zorunlu Eğitimin Karanlık Dünyasına Bir Yolculuk…” tasavvur, c. 4 sy. 1 (Haziran 2018) / Nuran Çınar)

Kaynak: John Taylor Gatto

Posted in Gündem | “EĞİTİM; BİR KİTLE İMHA SİLAHI.” için yorumlar kapalı
Eki 23

TARİHTE BUGÜN

23 Ekim:

1086 – Murâbıt Yusuf bin Taşfin ve Kastilya Kralı VI. Alfonso arasında Ez-Zellaka Muharebesi gerçekleşti.

1911 – Trablusgarp Savaşı‘nda İtalyan Yüzbaşı Carlo Piazza, tarihteki ilk askeri keşif uçuşunu gerçekleştirdi.

1912 – Birinci Balkan Savaşı‘nın başlıca muharebelerinden olan Kumanova Muharebesi başladı.

1942 – II. Dünya Savaşı‘nda II. El-Alameyn Muharebesi başladı.

1983 – Lübnan İç Savaşı döneminde Beyrut‘ta bombalı saldırı gerçekleştirildi.

Felix Bloch (d. 1905)

John Boyd Dunlop (ö. 1921)

Ang Lee (d. 1954)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 23

ÇAKIRCALI EFE İLE SAHTE İMAM

Çakırcalı Mehmet Efe bir gün kızanları ile bir yolu tutmuş. İmam kıyafeti ile yaklaşan iki kişiyi kızanlar yakalayıp Efe’ye getirmişler. Efe’yi gören imamlar tir tir titriyormuş.

Efe sormuş:

“Siz kimsiniz? Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?”

İmamlardan daha uyanık görüneni hemen cevap vermiş:

“Biz Akhisarlıyız. İmamız. Karşı köylere gidip ramazanda imamlık yaptık. Şimdi geri dönüyoruz Efe’m.”

Efe tekrar sormuş:

“Siz gerçek imam mısınız, yoksa kılık değiştiren casus mu?”

Uyanık imam bakmış ki papuç pahalı, başlamış anlatmaya;

“Biz gerçek imamız. Ben şurada şu kadar yıl, burada bu kadar yıl eğitim gördüm. Çok bilgili ve iyi bir imamım. Hatta size bir muska yazarım, üzerinizde taşırsanız size kurşun işlemez.”

Çakırcalı adama bakıp

“Yaz o zaman!..” demiş.

Adam hemen heybesinden kağıt kalem çıkarmış. Kağıda arap harfleri ile bir şeyler yazmış. Muska şeklinde katlayıp efeye uzatmış.

Efe “Bana vermene gerek yok, cebine koy ve şu ağacın yanına geç. Bakalım muska dediğin gibi kurşundan koruyacak mı?” demiş.

Adamın dizlerinin bağı çözülmüş. Yalvarmış, yakarmış ama Efe dinlememiş. Kızanlar adamı tutup 50 metre ötedeki ağacın altına götürmüş. Efe silahını doğrultup nişan almış ve ateş etmiş. Tabi adam kanlar içinde yere yığılmış.

Bunun üzerine Efe diğer imama sormuş:

“Bunun muskası işe yaramadı. Senin eğitimin nasıl?”

Adam bağırmış

“Ne eğitimi Efe’m?!. Ben şu adamın yanında dolaşmaktan başka bir şey yapmadım. Ne öğrendimse ona bakıp öğrendim. Ama bana muska yazmayı öğretmedi.” demiş.

Bu olay canını kurtaran imamın Akhisar’a varınca anlattığı güvenlik güçleri ve halktan tanıdıkları sayesinde kayda geçmiş. Yani uydurma değil.

Şimdi, Çakırcalı ve kızanlarının sık sık gelip geçtiği bir yerde yaşayan ve hatta yaptırdığı çeşmeden su içen biri olarak şunu teklif ediyorum. “Tekbir getirirseniz yangın söner” diyen efendileri çıkacak ilk orman yangınında götürüp yangının ortasına bıraksınlar. Dedikleri doğruysa tekbir çekip yangını söndürürler, yok yalansa ülkemiz sahtekarlardan kurtulmuş olur..

Alıntı: Osman ÇALIŞKAN

Posted in Hikayeler | ÇAKIRCALI EFE İLE SAHTE İMAM için yorumlar kapalı
Eki 22

TARİHTE BUGÜN

22 Ekim:

1919 – Amasya‘da, İstanbul Hükümeti ile Heyet-i Temsiliye arasında Amasya Protokolü imzalandı.

1953 – LaosFransa‘dan bağımsızlığını ilan etti.

1962 – ABD‘nin Türkiye ve İtalya‘ya, SSCB‘nin ise Küba‘ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi ile Küba Füze Krizi başladı.

1964 – Jean-Paul SartreNobel Edebiyat Ödülü‘nü kazandı fakat ödülü geri çevirdi.

2009 – Windows 7, resmî olarak piyasaya çıktı.

Nadir Şah (d. 1688)

Paul Cézanne (ö. 1906)

Doris Lessing (d. 1919)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 22

DOĞU TÜRKİSTAN’A SESSİZ KALAN EY DÜNYA!

DOĞU TÜRKİSTAN’A  SESSİZ KALAN EY DÜNYA!

Doğu Türkistan meselesi çok boyutlu bir denklemdir. İçinde birçok bilinmeyeni barındırır.
🤔Bu denklemi çözmek için Amerika’ya iltica etmek zorunda kalan Uygur Türk’ü̈ Rabia Kadir’i iyi tanımak gerekir.

🤔Bu denklemi çözmek için; Doğu Türkistan’da bulunan ve dünyanın ögrenmemesi konusunda Çin’in gizli soykırıma tepki vermek, medeniyet tarihini baştan aşağıya değiştirecek Beyaz Türk Piramitlerini açılması sağlanmalıdır.

🤔Bu denklemi çözmek için; Doğu Türkistan’da bulunan zengin petrol ve doğalgaz yataklarına vakıf olmak gerekir.
Dedim ya bu çok bilinmeyenli bir denklem, sıradan bir işgal ve zulüm değildir.

👉Öte yandan Doğu Türkistan için dünya ve yurdum insanın da sokaklara dökülmesi ve Uygur Türkleri için gür bir ses çıkarmalıdır.

👉Halbuki Doğu Türkistan’daki soykırım, işkence ve zulüm daha sistematik, daha canice ve vahşicedir

✍️Bilinen bir şey daha var:
O da Uygur Türklerinin daha mütedeyyin, daha dindar ve takva sahibi olduğudur.

🤔Peki, madem durum böyle ise o halde Uygur Türklerinin sahipsizliğinin sebebi nedir?
Müslüman olmaları mı?                                                                                                                                         

Yoksa Türk olmaları mı?
Hangisi?

👉İhlas ve samimiyet dedim azizim, şimdinin dünya devletleri ve hatta Türk dünyasında görülmüyor.

👉Hep banal, hep ucuz ve kirli siyaset!
Anlaşılan Türk olmak geçer akçe değil, Müslüman olmak da bir yere kadar!

🤔Bir Doğu Türkistan Uygur Atasözü der ki, “Bugün göz yumduklarınız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır!”

Alıntı

Posted in Gündem | DOĞU TÜRKİSTAN’A SESSİZ KALAN EY DÜNYA! için yorumlar kapalı
Eki 21

TARİHTE BUGÜN

21 Ekim:

1600 – Japonya‘da Sekigahara Muharebesi gerçekleşti.

1805 – İngiliz donanması ile Fransız ve İspanyol donanmaları arasında Trafalgar Muharebesi gerçekleşti.

1944 – Kızıl Ordu tarafından Alman sivillere karşı Nemmersdorf Katliamı işlendi.

1999 – Ahmet Taner Kışlalı, bombalı bir suikast sonucu öldürüldü.

2007 – Dağlıca‘da Dağlıca Saldırıları olarak anılan çatışma gerçekleşti.

Alfred Nobel (d. 1833)

Hans Asperger (ö. 1980)

François Truffaut (ö. 1984)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 21

ÇAĞA MÜHÜR VURULMALI

Hep yaşanmış, yaşanmakta

Hak bilmeyen üşenmekte

Tüm cesurlar kuşanmakta

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Düşünmeli artık beyler

Hak için klp doğru söyler

Denetlensin her bir şeyler

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Bu yaşayış cana ardır

Hırsızlara soygun kardır

Her şeyin bir vakti vardır

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Bulaşmaz er kişi pise

Kulak verin yiğit sese

Kapılmasın kimse yese

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Yalan, yanlış bunca hitap

Tüm gerçekler kitap, kitap

Pek yakında başlar etap

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Tarihte örneği dolu

Yok, bu işin sağı, solu

İzlenerek Hakk’ın yolu

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Her çağın var imansızı

Makamlarda vicdansızı

Bilip gerçek insafsızı

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Haram dolu zalim cebi

Firavunla, Nemrut gibi

Cehennemdir yerin dibi

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Köle yaşar ihsan ile?

Yüce ruhlu insan ile

Hakk’a malum isyan ile

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Durma öyle aylak, aylak

Hür açmalı sümbül, leylak

Türk’ün eri olmaz çaylak

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Heves etme baranlığa

Bir ışık yak karanlığa

Son vererek tiranlığa

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Bozkurt iz göstersin yine

Dönsün Türkler Türklüğüne

Geçmişinden ta bugüne

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Bilge Kağan öyküsüyle

Türk’ün erlik türküsüyle

Kızıl Elma ülküsüyle

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Yarana kalmaz iç hesap

Yarına kalmaz hiç hesap

Yanına kalmaz piç hesap

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Dön özüne kinden arın

Türk’e dost ol kalpte barın

Belki bugün belki yarın

Tek tek hesap sorulmalı

Çağa mühür vurulmalı…

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | ÇAĞA MÜHÜR VURULMALI için yorumlar kapalı