Mar 03

1921 ANAYASASINI KİMLER İSTİYOR?

1921 ANAYASASINI KİMLER İSTİYOR?

Gerçekten 1921 anayasasını talep edenler var mı? Evet var. Nereden anlıyoruz? PKK ve türevleri gibi bölücü terör örgütleri, HÜDAPAR gibi bölücü ve aşırı solcu partilerin program ve bildirilerinden.    [“İHD/PKK İstedi, AB Dayattı, Türkiye Yaptı” yazı serimiz devam edecek. Bu başlığın açılımı şöyledir: PKK’nın yandaşı ‘İnsan Hakları Derneği’nin yayını “Kopenhag Siyasi Kriterleri ve Türkiye -Mevzuat Taraması-” kitabını Genel Başkanı 13 Temmuz 2000’de Ankara’da yaptığı basın toplantısında AB komiseri Günter Verheugen’e elden verdi. AB’nin 1998’den günümüze kadar (23 yıldır) egemenliğimizi ve bütünlüğümüzü hedef alan AB İlerleme Raporlarıyla dayattığı bütün şartlar bu kitaptan alınmıştır.]                                                                                                                                        

Gerçekten 1921 anayasasını talep edenler var mı? Evet var. Nereden anlıyoruz? PKK ve türevleri gibi bölücü terör örgütleri, HÜDAPAR gibi bölücü ve aşırı solcu partilerin program ve bildirilerinden. TBMM’de grubu olan iktidar ve muhalefet partilerinin ise (İYİ Parti hariç) açıklamalarından. Program ve seçim Beyannamelerinde “Türk” adına nerdeyse hiç yer vermezken, milletin ayrılmaz ve eşit parçaları olan vatandaşlarımızın “dil ve özerklik sorunlarından” çokça bahsetmelerinden.   Peki resmi gerekçeleri ne denirse, o da belli: Yukarıdaki bilgi ve belgelere rağmen, 1921 anayasasının “Daha demokratik” olduğu için istiyorlarmış(!) 50 bin insanımızın katili PKK’nın siyasi uzantısı parti de demokratikmiş(!) şu hale bakın. Onu geçelim. Demek ki, kişi hakları ve özgürlükleriyle ilgili “demokrasi” birden grup hakları talebine dönüştürülüp Türk milletinin bütünlüğüne karşı kullanılmak isteniyor.  Bütün bu çarpıtmalar acaba bilgisizlikten mi, yoksa örtülü amaçların gereği mi, yoksa oy hesabı uğruna mı yapılıyor?                                                                        Sözün burasında 1921 anayasası üzerinde duralım. 1921 Anayasası’nın üzerinden yüz yıl geçti. Ama tartışmaları bitmedi. Bu anayasanın görülmek istemeyen en önemli maddesi şu: Türk tarihinde ilk defa “Hâkimiyet bilakaydüşart (kayıtsız şartsız) milletindir” ilkesi resmen ilan edilmesidir. Yani “millî egemenlik hanedandan alınıp, çağın anlayışına göre Türk milletine devredilmiştir. Halen de devam etmektedir. Ama 1921 Anayasası’yla Vilayet (İl)’lere “muhtariyet” tanınmasını “özerk yönetim” olarak zannedenler bu düzenlemeye dört elle sarılmaktadırlar. Gerçekle ilgisi olmadığı halde, anayasada “Lazistan” ve “Kürdistan” gibi “eyalet” isimlerin verildiğini öne sürerek, günümüzde de benzeri uygulamaların hayalini görmekteler. Hemen söyleyelim ki, 1921 yılında 61 ilimiz/vilayetimiz vardır. Bunların tamamı, Rize ilimize coğrafi anlamda verilen “Lazistan” sözcüğünün dışında, bugüne aykırı herhangi bir isimlendirme yoktur. Bu konuda iki yoruma bakalım.                                                            *Av. Hüseyin Aygün (Eski Tunceli milletvekili): “1921 Anayasası, temel birim olan ‘vilayet’e yerelde ‘özerklik’ tanıyordu” diyor. Tamamen ideolojik bir yorum.                                                                                                                                                               *Yusuf Halaçoğlu “1’inci Meclis ve Anayasa’da ‘özerklik’ vaadi iddiası üzerine: “Orada geçen ‘muhtariyeti haizdir’ ifadesi özerklik anlamına gelmemekte, tüzel kişiliği ifade etmektedir. [Tüzel kişilik, il veya ilçenin siyasi temsili değil, bir şirket veya dernek tüzel kişiliği gibi hizmetin temsilidir. Bunun için de valinin denetimine tabidir. S.S.] Nitekim bugün de TBMM’nin çıkardığı kanunlar çerçevesinde vilayetler tüzel kişiliği haizdir. Nitekim 12. maddede vilayet meclislerinin [il genel meclisleri S.S.], bugün de olduğu gibi vilayet halkından oluşacağı belirtilmiştir. Keza 14. maddede de vilayette, devletin umumi ve müşterek işlerini yerine getirmek üzere Büyük Millet Meclisi hükümetince bir vali tayin olunacağı hüküm haline getirilmiştir. Vilayetler bugünkünden farklı bir yönetime sahip değildir.”                                 Şimdi de 1921 Anayasasının özerklikle ilgili maddelerine kısaca bakalım. “MADDE 11- Vilayet mahalli işlerde manevi şahsiyete ve muhtariyeti sahiptir. Dış ve iç siyaset, şer’i, adli ve askeri işler, uluslararası iktisadi ilişkiler ve hükümetin genel vergileri ile birden fazla vilayeti ilgilendiren hususlar istisna olmak üzere Büyük Millet Meclisi tarafından konacak kanunlar gereğince vakıflar, medreseler, eğitim, sağlık, iktisat, tarım, bayındırlık ve sosyal yardım işlerinin düzenlenmesi ve idaresi vilayet şûralarının yetkisi içindedir.                                                  (12 ve 13. Maddeler rutin işlerden olan iç organların ve makamların seçimleriyle ilgilidir.)                                                                MADDE 14- Vilayette Büyük Millet Meclisi’nin vekili ve mümessili olmak üzere vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından tayin olunup, vazifesi devletin genel ve ortak görevlerini yerine getirmektir. Vali, yalnız devletin genel görevleri ile yerel görevler arasında zıtlaşma/aykırılık meydana gelmesi durumunda müdahale eder.                                   MADDE 15- Kaza (ilçe) yalnız idari ve inzibati cüzü olup manevi şahsiyeti haiz değildir. İdaresi, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından atanmış ve valinin emri altında bir kaymakama verilmiştir.        MADDE 16- Nahiye, özel hayatında özerkliği/ tüzel kişiliği olan bir manevi şahsiyettir.          MADDE 20- Nahiye şûrası/Meclisi ve yönetim kurulu kazai (yargısal), iktisadi ve mali yetkilere sahip olup bunların derecesi özel yasa ile belirlenir.”                                                                                                                                                         1921 Anayasası 1876 Kanun-u Esasî’yi yürürlükten kaldırmamıştır.    * * *                                                                                                                                         Gara’da PKK terör örgütü tarafından kaçırılarak 6 yıldır rehin tutulan 13 ve kurtarma operasyonu sırasında 3 olmak üzere 16 güvenlik görevlimizin kurşunlanarak şehit edilmesi tarifsiz acılara yol açtı. Milletçe yüreğimiz yanmaktadır. İntikamı mutlaka alınmalıdır. Bu acı unutulamaz.

Tarih: 19 Şubat 2021

Kaynak: Sadi Somuncuoğlu

Posted in Gündem | 1921 ANAYASASINI KİMLER İSTİYOR? için yorumlar kapalı
Mar 02

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

2 Mart:

1888 – İstanbul Antlaşması‘nın taslak metni üzerinde uzlaşma sağlandı.

1919 – İlk Komünist EnternasyonalMoskova‘da toplandı.

1956 – FasFransa‘dan bağımsızlığını ilan etti.

2014 – İsrail’de Yeshiva protestoları patlak verdi.

2020 – Yahoo!‘nun 25. açılış yıl dönümünde Yahoo! Zaman Kapsülü açıldı.

Mihail Gorbaçov (D. 1931)

Selim Sırrı Tarcan (Ö. 1957)

Jon Bon Jovi (D. 1962)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Mar 02

DÜNYA ÖZGÜR DEĞİL

DÜNYA ÖZGÜR DEĞİL

Freedom House, 1973’ten beri dünya çapında siyasi haklar ve sivil özgürlüklerin durumunu değerlendiriyor. 2025 raporunda 210 ülke ve bölge var.

Avrasyada 12 ülke var, tek demokrasi yok. Freedom House’un 2025 “Dünyada Özgürlük” raporunda, Avrasya bölgesinde, 12 ülke var ve bu ülkeler içinde, Fredoom House, siyasi haklar ve sivil özgürlükler statüsünde özgür statüde tek bir ülke yoktur. Bu ülkeler eski Sovyetler Birliği’ne bağlı ülkeleri kapsamaktadır. Bunlar; Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan Ukrayna ve Özbekistan’dır. Avrasya, sosyalist rejimlerde tek parti iktidarında hiç olmazsa parti içi rekabet vardı. Şimdi hepsinde başta Rusya da Putin olmak üzere komünist partisi yerini diktatörler aldı. Avrasya halkı demokrasiyi tanıyıp tatmadığı için, demokrasi talepleri de yoktur.

Dünyada demokrasi düşüştedir. Sovyetlerin dağılmasının da etkisiyle 2010 yılına kadar Dünyada demokraside iyileşme yaşandı. 2010 sonrası demokraside düşüş başladı. Siyasi haklar ve sivil özgürlükler statüsünde özgür nüfus oranı 2008 yılında yüzde 46,1’e yükselmişken, 2024 yılında yüzde 20’ye geriledi. Özgür olmayan nüfus oranı da aynı dönemde yüzde 21,6’dan yüzde 38’e yükseldi. (Aşağıdaki grafik)

3. Dünyada demokrasinin düşüşüne, darbeler, hileli seçimler, Rusya ve Çin gibi ülkelerde diktatörlüğün daha da artması neden oldu. Venezuela’da hileli seçimler nedeni ile halk sokaklarda, 3 milyon insan yurt dışına gitti, ilaç ve yiyecek kıtlığı var. İran’da seçim var ve fakat göstermeliktir. Mollaların kontrolünde ve kimin aday olacağına mollalar karar veriyor. Ülke kaynaklarını kendi vatandaşının refahı için değil, orta doğuda mezhep savaşlarına harcıyor. Bu nedenle ambargo da eklenince halk sıkıntı çekiyor.

4. Milletlerin refahı ve huzurlu bir dünya yaratmak amacıyla kurulmuş olan Birleşmiş milletler görevini yapmıyor. Birleşmiş Milletler (BM), üyelik için demokrasi şartı yoktur ve fakat BM İnsan Evrensel Hakları Bildirgesi (1948), demokratik ilkeleri destekleyen temel belgedir. BM, adil ve özgür seçimler için gözlemci gönderir. Gözlemci seçimlerin şeffaf ve demokratik normlara uygun olup olmadığını rapor eder.

Alıntı: Esfender Korkmaz

Posted in Gündem | DÜNYA ÖZGÜR DEĞİL için yorumlar kapalı
Mar 01

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

1 Mart:

1872 – Dünyanın ilk ulusal parkı olan Yellowstone Millî Parkı açıldı.

1896 – I. İtalya-Habeşistan Savaşı sırasında, Etiyopya ordusu ile İtalyan kuvvetleri arasında Adowa Muharebesi gerçekleşti.

1896 – Henri Becquerelradyoaktiviteyi keşfetti.

1919 – Sam-il Bağımsızlık Hareketi ile Kore tek taraflı bağımsızlığını ilan ederek Japon egemenliğinden kurtuldu.

1956 – Doğu Almanya‘da Ulusal Halk Ordusu kuruldu.

Sandro Botticelli (D. 1445)

Girolamo Frescobaldi (Ö. 1643)

Thomas Anders (D. 1963)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Mar 01

TİTANİK

TİTANİK

Amerika’da zencinin biri pasaportunu kaybetmiş. Tam da Türkiye’ye tatile gideceği gün. Aksilik bu ya…
Uçağı kaçıracak, kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı?!..
Hemen almış yerden, bir bakmış ki Leonardo di Caprio’nun pasaportu. “Ne olursa olsun” demiş ve şansını denemeye karar vermiş.
Leonardo’nun fotoğrafını çıkarmış, kendi fotografini yapıştırmış. Uçmuş Türkiye’ye.
Atatürk hava limanında görevli gümrük memurunun karşısına geçmiş.

Kim olabilir memur. Tabi ki Temel
Temel adamın pasaportu eline almış ismine bakmış:
”Leonardo di Caprio”, fotoğrafa bakmış, bir zenci.
Adama bakmış ayni zenci…

Birkaç şaşkın bakıştan sonra Temel öbür masaya seslenmiş,
“-Ula Cemal, bu Titanik batmış mıydı, yanmış mıydı?”

Posted in Fıkralar | TİTANİK için yorumlar kapalı
Şub 28

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

28 Şubat:

MÖ 202 – GaozuÇin imparatoru oldu.

1922 – MısırBirleşik Krallık‘tan bağımsızlığını kazandı.

1986 – İsveç başbakanı Olof Palme, bir suikast sonucu öldürüldü.

1991 – Körfez Savaşı, koalisyon güçlerinin zaferi ve Irak‘ın yenilgisiyle sona erdi.

2013 – XVI. Benedictus, papalık görevini bıraktı.

Michel de Montaigne (D. 1533)

Muhsin Ertuğrul (D. 1892)

Friedrich Ebert (Ö. 1925)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 28

HEDEF ÇAĞDAŞ (MUASIR) MEDENİYETSE…

HEDEF ÇAĞDAŞ (MUASIR) MEDENİYETSE…

* * *

Sonsuza dek ad koymak, mertçe var olmak için

Tembelliğe küsmeli, darılmalı değil mi?

Hür fikirle, irfanla, ilimle dolmak için

Başarı altınları derilmeli değil mi?

* * *

Uyuşukluktan uzak gözlerdeki fer ile

Kazancı hak etmeli alınlarda ter ile

Vatana can, kan veren mübarek nefer ile

Geleceğin yüzyılı görülmeli değil mi?

* * *

Hiç kimse başkasını görmemelidir ayrı

Her ferdin birbirine dokunmalıdır hayrı

Sen, ben demekten insan sakınmalıdır gayrı

Her kişi, her kişiye sarılmalı değil mi?

* * *

Hakikat aşığını derhal bulmak gerekir

Hakikatin uğruna her an solmak gerekir

Bil ki sonsuzluk için adil olmak gerekir

Hesaplar adaletle sorulmalı değil mi?

* * *

Bence yarış olmalı doğrulukla, erlikle

Gerçekte bir canlılık, direnç olur dirlikle

Rahmet her zaman gelir elbet millî birlikle

Adet, gelenek, töre karılmalı değil mi?

* * *

Edenler ettiğini mutlaka bulacaktır

Engellemek isteyen hainler olacaktır

O hainlerin cebi parayla dolacaktır

Şeytanın askerleri kırılmalı değil mi?

* * *

Yaratanın fevziyle özü doğru insanın

Doğuştan belli her şey sözü doğru insanın

Çocuklukta görülür yüzü doğru insanın

Artık saadet asrı kurulmalı değil mi?

* * *

Dilden dile dolaşan destanlarla, öyküler

Türk’ün özünden gelen o asırlık türküler

Gelecek nesillerin yüreğine ülküler

Yüce değerler ile örülmeli değil mi?

* * *

Hakikatin aşığı doğruları savunur

Doğruluk, güzellikle mutlu olur avunur

Her dem adil olmakla, kıvanç duyar övünür

Hak, her vakit haklıya verilmeli değil mi?

* * *

İnsan bence insanı ciğerini bilmeli

İnsanlık erdeminin değerini bilmeli

Her lafın fakatını, eğerini bilmeli

Kişi hakikat için yorulmalı değil mi?

* * *

Kâinat kitabından ilham alarak hatta

En iyiyi, doğruyu mertçe salarak hatta

O terazi ilminde tezli kalarak hatta

Bir kıl bile kırk bin kez yarılmalı değil mi?

* * *

Çağrımdır bu uğurda siyasi bir diyete

Tüm hareket bağlıdır düşünülen niyete

Hedefe odaklanıp çağdaş medeniyete

Türkçe, mertçe, yiğitçe, varılmalı değil mi?

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | HEDEF ÇAĞDAŞ (MUASIR) MEDENİYETSE… için yorumlar kapalı
Şub 27

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

27 Şubat:

1594 – IV. HenriFransa kralı oldu.

1844 – Dominik CumhuriyetiHaiti‘den bağımsızlığını kazandı.

1900 – Birleşik Krallık‘ta İşçi Partisi kuruldu.

1933 – Alman Federal Meclisi‘ne ev sahipliği yapan Reichstag‘da yangın yaşandı.

1942 – II. Dünya SavaşıABD‘nin ilk uçak gemisi USS LangleyJapon savaş uçakları tarafından batırıldı.

John Steinbeck (D. 1902)

Elizabeth Taylor (D. 1932)

İvan Pavlov (Ö. 1936)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 27

KAZAKİSTAN’DAKİ BOKTY DAĞI

KAZAKİSTAN’DAKİ BOKTY DAĞI

Kazakistan’da Başka Bir Gezegenden Gelmiş Gibi Görünen Dağ
Kazakistan’daki Bokty Dağı, çok renkli katmanları ve gerçeküstü şekliyle hayal gücünü zorlayan, sanki dünyanın kendisi bir sanat eseri yaratmış gibi görünen bir doğa harikasıdır.
Mangystau bölgesinde bulunan bu kireç taşı oluşumu, bir zamanlar Tethys Okyanusu’nun üzerinden esen rüzgarların şekillendirdiği milyonlarca yıllık aşınmanın sonucudur.
Tabanı, dev bir pastanın katmanlarını andıran beyaz, sarı, mercan ve kahverengi çizgilerle süslenmiştir. Güneşin ilk ışınları veya gün batımı ona dokunduğunda, dağ altın ve kırmızımsı tonlarda parlayarak ziyaretçiler için büyüleyici bir manzara yaratır.
Bu uzak köşe, bir zamanlar buradan geçen eski İpek Yolu’nun ikincil bir rotası olarak bir tarih parçasına da ev sahipliği yapar ve burayı gizem ve çekicilikle dolu bir yer haline getiriyor…

Alıntı

Posted in Hikayeler | KAZAKİSTAN’DAKİ BOKTY DAĞI için yorumlar kapalı
Şub 26

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

26 Şubat:

364 – I. ValentinianusRoma imparatoru oldu.

1658 – Danimarka ve İsveç arasında, Roskilde Antlaşması imzalandı.

1936 – Japonya‘da 26 Şubat Olayı olarak bilinen darbe girişimi gerçekleşti.

1966 – Apollo Projesi kapsamında AS-201 fırlatıldı.

1993 – Dünya Ticaret Merkezi‘ne bomba yüklü kamyonetle saldırı yapıldı.

Victor Hugo (D. 1802)

Recep Tayyip Erdoğan (D. 1954)

Hasan Âli Yücel (Ö. 1961)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı