Ağu 28

TARİHTE BUGÜN

28 Ağustos:

1963 – Martin Luther King, ünlü I Have a Dream (Bir Hayalim Var) konuşmasını yaptı.

1979 – Nesrin OlgunManş Denizi‘ni yüzerek geçen ilk Türk kadını oldu.

1988 – İtalyan Hava Kuvvetleri gösteri takımının üç uçağı havada çarpışarak seyircilerin üzerine düştü: 75 kişi öldü, 346 kişi ciddi biçimde yaralandı.

1995 – Markale katliamlarında 37 kişi öldü, 90 kişi yaralandı. Bu olay, NATO askeri müdahalesine bahane oldu.

1996 – Galler Prensi Charles ile Prenses Diana boşandı.

Johann Wolfgang von Goethe (d. 1749)

Shania Twain (d. 1965)

John Huston (ö. 1987)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Ağu 28

“MİLİS GÜCÜ”

Anadolu Ajansı’nın naklettiği bu haber, Türkiye’ye ABD organizasyonuyla sokulan milyonlarca Suriyeli ve yüzbinlerce Afgan askerini akla getirdi!

Türkiye’ye sürülen Suriyeliler arasında, çeşitli örgütlere bağlı sayısı belirsiz militan da Türkiye’ye girdi. Afganistan’dan gelenlerin ise neredeyse tamamı askerdir. ABD, Afganistan’ı Taliban egemenliğine terk edince, Afgan ordusunun askerleri, ABD tarafından gizli bir anlaşmayla İran üzerinden otobüslerle Türkiye sınırına gönderildi. Ceplerine 2000 dolara kadar para da konulan bu askerler, Türkiye’ye Van üzerinden yürüyerek girdi, önceleri büyük şehirlerde, toplu halde göründüler ama bir süre sonra ortadan kayboldular. Devlet yetkilileri, Afgan askerlerinin nereye kaybolduğu konusunda hiç açıklama yapmadı.

Oysa Suriye de bu şekilde istikrarsızlığa sürüklendi ve sonunda parçalandı. Dünyanın dört bir köşesinden radikal militanlar, istihbarat örgütlerinin kontrolünde, Türkiye üzerinden Suriye’ye sokuldu… Bu militanlar, Suriye’de önce IŞİD’i kurdu, örgüt sonra El Nusra’ya ve sonunda HTŞ’ye dönüştü.

HTŞ, İdlib’de Türkiye’nin oluşturduğu güvenlik şeridinin arkasında örgütlenmesini tamamladı. Bu arada ABD ve İsrail, her ne kadar HTŞ’yi terör örgütleri listesine alsa da HTŞ’ye rakip veya engel olabilecek bütün güçleri hava saldırılarıyla etkisiz hâle getirdi, meydan HTŞ’ye bırakıldı.

Sonunda HTŞ, ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye’nin bilgisi dâhilinde ve desteğiyle İdlib’den yola çıkarak hiçbir direnişle karşılaşmadan Halep, Hama, Humus üzerinden Şam’a ulaştı ve yönetime el koydu.

Başlangıçtan beri Amerikan istihbaratının ürünü olan örgütü koruyan Türkiye yönetimi, HTŞ’nin Şam’a kadar “kazasız belâsız” ulaşmasını sağlamış oldu.

Şimdi Türkiye’nin kontrol ettiği küçük alanlar dışında, bütün Suriye, PYD’nin yani İsrail’in koridoru oldu!

***

“Türkiye’nin ordusu var, jandarması, polisi, istihbaratı var, kümse Türkiye’ye böyle oyunlar oynayamaz” denilebilir.

Suriye’nin de ordusu vardı! Yugoslavya’nın da ordusu vardı… Türkiye’de de tıpkı bu ülkelerde olduğu gibi ekonomi bilinçli olarak çökertilirken, eş zamanlı olarak orduya kumpas kurulmadı mı? Yargı siyasallaştırılmadı mı? Etnik ve din mezhep farkları körüklenmedi mi?

Bir ülkede iktidar partilerinin bütün belediyeleri tertemiz ama ana muhalefet partisinin bütün belediyeleri kirli olabilir mi? Kirli iseler, neden Aydın Belediye Başkanı hakkında hazırlanan dosyalara rağmen AKP’ye kabul edildi?

***

ABD Büyükelçisi, İsrail’in bölgede ulus devlet istemediğini, Türkiye için en iyi yönetim şeklinin, din ve mezhepleri ayrı birer millet kabul eden Osmanlı millet sistemi olduğunu söylemedi mi? Son olarak Türkiye’nin İsrail ve Ermenistan ile birleşmesi gerektiğini söylemedi mi?

TBMM’de hukuk dışı olarak kurulan komisyon, hangi amaç için kuruldu? Diyanet İşleri, neden laikliğe aykırı Cuma hutbeleri verdiriyor?

Tekrar soruyorum, Afgan ordusunun askerleri nereye kayboldu? Suriyeliler içindeki örgüt elemanları takip ediliyor mu?

***

Türkiye’nin kozmik odasına girildikten sonra bir işgal girişimine karşı planlanan milis gücü, yurdun en ücra köşesine kadar ifşa edildi!

Sonra ne oldu, bilen var mı?

Alıntı: Arslan Bulut

Posted in Gündem | “MİLİS GÜCÜ” için yorumlar kapalı
Ağu 27

TARİHTE BUGÜN

27 AğustosMoldova‘da Bağımsızlık Günü

1689 – Rusya Çarlığı ile Çin‘deki Çing Hanedanı arasında Nerçinsk Antlaşması imzalandı.

1896 – Dünya tarihinin en kısa (40 dakika) süren savaşı olan İngiliz-Zanzibar Savaşı gerçekleşti.

1928 – Paris‘te 15 ülkenin katılımıyla Kellogg-Briand Paktı imzalandı.

1991 – MoldovaSovyetler Birliği‘nden bağımsızlığını ilan etti.

2003 – Mars, 60 bin yıl boyunca Dünya’ya en çok yaklaştığı konuma geldi.

Georg Wilhelm Friedrich Hegel (d. 1770)

Carl Bosch (d. 1874)

Haile Selassie (ö. 1975)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Ağu 27

İngiltere Kralı Edward’ın Ziyareti (4 Eylül 1936)

İngiltere Kralı Edward’ın Ziyareti (4 Eylül 1936)

İngiltere Kralı VIII. Edward İstanbul’a gelirken uğradığı Çanakkale’de 3 Eylül 1936 günü şehit mezarlıklarını ziyaret etmiştir. İngiltere Kralı Edward’ın özel yatı Nahlin Dolmabahçe önüne demir attı. 


Kral Edward İstanbul’a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı’na yanaştı. Atatürk rıhtımda O’nu bekliyordu. Deniz dalgalı idi ve kralın bindiği motor inip çıkıyordu. Kral rıhtıma çıkmak istediği bir sırada eli yere değdi ve tozlandı. O sırada Atatürk de Kral’ı rıhtıma almak üzere elini uzatmış bulunuyordu. Bunu gören kral bir mendille elini silmek istediği bir anda Atatürk:

– Vatanımın toprağı temizdir, o, elinizi kirletmez! Diyerek, Kral’ı elinden tutup rıhtıma çıkarıverdi.

Kaynak: https://isteataturk.com/Kronolojik/Tarih/1936/9/4/Ingiltere-Krali-VIII-Edwardi-Dolmabahce-Sarayi-Rihtiminda-karsilarken-04091936/15

Posted in Hikayeler | İngiltere Kralı Edward’ın Ziyareti (4 Eylül 1936) için yorumlar kapalı
Ağu 26

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

26 Ağustos:

1071 – Malazgirt Meydan MuharebesiAlp Arslan komutasındaki Büyük Selçuklu ordusu, Bizans ordusunu yendi.

1346 – VI. Philipe komutasındaki Fransız ordusu ile III. Edward liderliğindeki İngiliz ordusu arasında Crécy Muharebesi gerçekleşti.

1789 – Fransa Meclisi, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi‘ni kabul etti.

1922 – Türk Ordusu Batı Cephesi‘nde Yunan Ordusuna karşı Büyük Taarruza başladı.

2008 – Abhazya ve Güney Osetya‘nın bağımsızlıkları Rusya tarafından tanındı.

Antonie van Leeuwenhoek (ö. 1723)

Antoine Lavoisier (d. 1743)

Guillaume Apollinaire (d. 1880)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Ağu 26

26 AĞUSTOS 1071 MALAZGİRT ZAFERİNİN 954. , 26 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TAARRUZUN103. YILI KUTLU OLSUN.

26 AĞUSTOS 1071 MALAZGİRT ZAFERİNİN 954. , 26 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TAARRUZUN 103. YILI KUTLU OLSUN.

Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Sultan Alparslan Amcası Tuğrul Bey’in yerine 1064 yılında Büyük Selçuklu Devleti’nin hükümdarlığına geçen Sultan Alparslan, 42 yaşında elde ettiği büyük başarıyla Türklerin Anadolu’yu yurt edinmelerini sağladı. Malazgirt’te Bizans ordusunu yenerek 1071 yılında Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Alparslan, kararlılığı, cesareti, inancı, öngörüsü ve uyguladığı savaş stratejileriyle ön plana çıktı. İlk hedefi Bizans’ın idare ettiği Anadolu coğrafyası olan ve bu amaçla sınır bölgelerine seferler düzenleyen Sultan Alparslan, Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans’tan ilk toprağını aldı.

Abbasi halifesinin 1070’te yardım talep etmesi üzerine ordusuyla Fatımilerin üzerine yürüyen Sultan Alparslan’ın Mısır’a yöneleceği haberi üzerine Bizans ordusu doğu seferini başlattı. Bunu öğrenen Alparslan geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti. Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, bunun yerine Muş’a hareket etti ve Malazgirt Ovası’nda karargahını kurdu. 26 Ağustos 1071 Cuma günü ordusuna namaz kıldırıp dua eden Alparslan ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.

Romen Diyojen daha fazla dayanamayıp yenilgiyi kabul etti ve bazı askerleriyle yaralı olarak esir alındı. Büyük bir devlet adamı olan Sultan Alparslan, ordusundan katbekat fazla Bizans ordusuna karşı 26 Ağustos 1071’de kazandığı zaferle Türklere Anadolu’nun kapılarını açarak tarihe geçti.

Turan Taktiği

Turan taktiği, “Hilal Taktiği” olarak da bilinir. Ordu, savaş esnasında sağ, sol ve merkez olmak üzere üç kısma ayrılır. Merkez birlikleri düşmana saldırdıktan bir süre sonra geri çekilir. Düşman askerleri geri çekilenlerin peşinden giderken sağ ve sol merkezdeki birlikler tarafından çevreleri kuşatılarak saldırıya geçilir.

BÜYÜK TAARRUZ

Büyük Taarruz,  Kurtuluş Savaşı’nda Türk Ordusu’nun Anadolu’yu işgale gelen Yunan kuvvetlerine karşı giriştiği genel saldırıdır. Bunun sonucu Yunan ordusu, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar demiryolu hattının batısına çekilerek sağ kanadını Ahır Dağı’na dayayarak savunma savaşına geçmek durumunda kalmıştır. Bu arada Sovyetler ve Fransızlarla anlaşma yapılarak sınırlarımız güvence altına alınmış, bu cephelerden sağlanan silahlı kuvvetler de Yunan’la savaşılan batı cephesine aktarılmıştır. Türk Ordusu’nun kesin sonuçlu taaruz için hazırlığı yaklaşık bir yıl sürmüştür.

Hazırlıkların tamamlandığı an itibarıyla tarafların komuta kadrosu ve savaş gücü şöyleydi:

TÜRK ORDUSU: Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ve Batı Cephesi Kurmay Başkanı Albay Asım Gündüz. Ordu ise 186 bin piyade, 98 bin tüfek, 15 bin süvari, 2025 hafif makinalı, 839 ağır makinalı, 325 top, 5282 kılıç ve 5 uçaktan oluşuyordu.

YUNAN ORDUSU: Başkomutan Papulas Hacıanesti, Korgeneral Yuandianis, Tümgeneral Trikopis. Yunanlıların 195 bin piyadesi, 6300 süvarisi, 280 ağır makinalısı, 544 topu, 1300 kılıcı ve dikkatinizi çekerim tam 12 uçağı vardı.

Afyonkarahisar bölgesinde 2 orduya ayrılan Türk kuvvetlerinde 1. Ordu’nun komutanlığını önce Ali İhsan Sabis Paşa, sonra Sakallı Nurettin Paşa, Akarçay’ın kuzeyindeki 2. Ordu Komutanlığını da Yakup Şevki Subaşı üstlenmişti.

Türk ve Yunan ordusu birbirine girene kadar Mustafa Kemal Paşa‘nın zeka ürünü pek çok başarılı taktik ve strateji oyunlarına şahit olundu. Ankara’da yayınlanan Hakimiyeti Milliye gazetesi Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da yabancı misyon şeflerine bir resepsiyon vereceğini yazdığı gün Mustafa Kemal ve kurmay heyeti, Büyük Taarruz’un  odak noktası olan Kocatepe’deki çadırlı ordugahta çoktan savaş planlarını yapmaktaydı. Aynı gün bütün Türk birliklerine hazır olmaları bildirildi. ertesi sabah erken saatlerde taarruz başladı.

Büyük Taarruz öncesi ve sonrası gün gün şöyle gelişti:

26 Ağustos, saat 06.00’da Tınaztepe’ye hücum edildiğinde Yunanlılarla karşı karşıya gelinecek mevziye bir kaç metre kalmıştı. Bu hamle sonrasında orada bulunan Yunan askerleri süngüyle temizlendikten sonra Tınaztepe işgal edildi.

27 Ağustos günüYunan hatlarının çözülmesi sonucu Türk askerleri Afyonkarahisar’a girdi.

28 Ağustos‘da Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa yanına Fevzi Paşa ve İsmet Paşa’yı da alarak Yunan kuvvetlerinin perişanlığını izledi.

29 Ağustos‘da bir Türk tümeni Tuluk Sivrisi çevresinde sıkışıp kalmış Yunan güçlerinin büyük bir bölümünü esir aldı.

30 Ağustos‘da Dumlupınar yakınlarındaki meydan savaşında düşmanın 5 tümeni yok edildi.

İzmir yolu tamamen açıldı. Başkomutanlık meydan savaşı böylece kazanılmış oldu.

Bu vesile ile erinden başkomutanına kadar zaferin mimarı kahraman ordumuzun mensuplarına, şehit ve gazilerimize şükranlarımı sunup Allah’tan rahmet dilerim.

Alıntı:

Posted in Tarihte Bugün | 26 AĞUSTOS 1071 MALAZGİRT ZAFERİNİN 954. , 26 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TAARRUZUN103. YILI KUTLU OLSUN. için yorumlar kapalı
Ağu 25

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

25 Ağustos:

1258 – Georgios MuzalonII. Theodoros‘un ölümünden birkaç gün sonra suikast sonucu öldürüldü.

1499 – Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı zaferi ile sonuçlandı.

1825 – UruguayBrezilya‘dan bağımsızlığını ilan etti.

1829 – Brüksel‘de çıkan birkaç ayaklanma ve yağma ile Belçika Devrimi başladı.

1941 – Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliğiİran‘ı işgal etti.

Michael Faraday (ö. 1867)

Friedrich Nietzsche (ö. 1900)

Sean Connery (d. 1930)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Ağu 25

EMEKLİ OLAN ŞEYTANIN DÜNYA TATİLİ

EMEKLİ OLAN ŞEYTANIN DÜNYA TATİLİ

Şeytan Cennetten kovulduktan sonra dünyaya yerleşmiş. 20. Yüzyıla kadar görevini tam anlamıyla kusursuz yerine getirmiş ve emekli olmuş. Emekli olduktan kısa bir süre sonra dünyada ne var ne yok diye merak edip tekrar dünyaya tatil için gelmiş ama dünyayı umduğu gibi bulamamış. 2 gün ancak dayanabilmiş ve geri dönmeye karar vermiş.

Sebebini soranlara:

“Orta doğuya uğradım her yer kan gölü. İsrail’de Netenyahu adındaki cani adeta kan içiyor. Filistin bölgesinde kadın. Çocuk, bebek demeden katlediyor. Amerika’da peluş saçlı biri de ona gaz veriyor. Bir de utanmadan Nobel’e aday göstermezler mi?”

“Ulan Nobel benim hakkım, ben hiçbir canlıyı öldürmüyorum. Hepsi benimle arkadaş oluyor, bu dünyada keyfince eğleniyor, hayatını yaşıyor.”

“Sonra bir de Cennet gibi ülke Türkiye’ye uğrayayım dedim. Eski Türkiye kalmamış. Herkes birbirini kandırmak için fırsat kolluyor. Otele giderken taksimetre 50₺ ücret yazdı. Taksici 250₺ aldı. Otelde 5₺’lık lahmacun için 80₺ verdim. Orijinal diye aldığım çanta çakma çıktı. İtiraz ettiğim için bir ton dayak yedim. Karakola gidip şikâyet gittim içeri attılar. Hâkim rüşvet almadan beni bırakmadı. İmana geldim camiye gittim ayakkabılarımı çaldılar. Kardeş bu ülke bana göre değil, sizinkiler bile beni aşmışlar demiş.”

“Dahasını saymayayım. Benim bıraktığım dünya böyle değildi.”

Posted in Hikayeler | EMEKLİ OLAN ŞEYTANIN DÜNYA TATİLİ için yorumlar kapalı
Ağu 24

TARİHTE BUGÜN

18 Ağustos:

1877 – Asaph HallMars‘ın uydusu Phobos‘u keşfetti.

1917 – Büyük Selanik yangını, şehrin %32’sini etkiledi ve 72 bin kişi evsiz kaldı.

1950 – Belçika Komünist Partisi başkanı Julien Lahaut, suikast sonucu öldürüldü.

1977 – Güney Afrika Cumhuriyeti‘nde ırk ayrımına karşı mücadele eden halk önderi Steve Biko, bir polis kontrol noktasında tutuklandı.

2008 – Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref, muhalefet baskısı nedeniyle istifa etti.

Cengiz Han (ö. 1227)

Roman Polanski (d. 1933)

Edward Norton (d. 1969)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Ağu 24

BİR DE “SİLAHSIZ HAÇLI SEFERİ” VAR!

BİR DE “SİLAHSIZ HAÇLI SEFERİ” VAR!

Necdet Sevinç ve Ali Rıza Bayzan’ın araştırmalarına göre Ermeni meselesinde de karşımızda her zaman ABD ve onun ünlü Protestan misyoner örgütü ABCFM (Amerikan Board of Commissioners for Foreing Missions-Amerikan Yurtdışı Misyonerler Komiserliği Masası) çıkıyor:

“Osmanlı’daki misyonerlik faaliyetlerinin baş aktörü ABCFM’dir. ABCFM, yeniden yapılanma sürecinden sonra Cumhuriyet Türkiyesi’nde de misyonerlik faaliyetlerinde başı çekmektedir.

ABCFM, Osmanlı Türkiyesi’nde, ABD’nin emperyal amaçları doğrultusunda Ermenileri Protestanlaştırarak devşirmiştir. Bu çerçevede ABD’nin asıl amacı ‘Protestan Ermeni İmparatorluğu’ kurmaktı. Wilson Prensipleri ise bu amaca giydirilen politik bir kılıftı. Bu süreçteki aktörlerden birisi olan ABCFM’nin ‘Ermeni meselesi’nin doğmasında olağanüstü bir rolü olmuştur. 19. yüzyılın sonlarından itibaren ABCFM’nin yurtdışındaki misyonerlik çalışmaları artık bir nevi Ermeni davası haline gelmiştir.

15 Ocak 1820 günü, Osmanlı toprağına ilk ayak basan Amerikalı misyonerler, ABCFM adına çalışan Pliny Fisk ve Levi Parsons idi. ABCFM, Pliny Fisk ve Levi Parsons’a 1 Aralık 1833 tarihli talimat mektubu ile şu görevi veriyordu: ‘Bu mukaddes ve vadedilmiş topraklar silâhsız bir haçlı seferi ile geri alınacaktır.’

ABCFM, Türkiye’yi hem ‘kutsal ülke’ olarak hem de ‘vaad edilmiş toprak’ olarak görmektedir. ABCFM’ye göre Türkiye Türklerin değildir. ABCFM’li misyoner Everett P. Wheeler, ‘Biz Türkiye’de Hıristiyanlar ve Hıristiyanlık için okul, hastane açıyoruz, ilaç götürüyoruz, modern tıbbı ve eğitimi kuruyoruz. Türkler bizi istemeyebilir, ama oranın sahibi Türkler değil ki!’ demiştir.

ABCFM’in faaliyetlerini özetleyen 1880 tarihli Bartlett Raporu’nda belirtildiği üzere misyonerlik faaliyetleri açısından Türkiye, Asya’nın anahtarıdır.”

***

ABD’yi yöneten Yeni Muhafazakârlar da Amerikan Board ile aynı tarikat içindedir. Bu durumda, Türkiye’ye yönelik bütün Amerikan politikalarında, silâhlı veya silâhsız Haçlı Seferi zihniyetini görmek gerekir

New York Times yazarı, Thomes Friedman, 11 Eylül olayından sonra yazdığı ilk yazıda, “Üçüncü Dünya Savaşı” başlığını kullanmıştı. Friedman, Üçüncü Dünya Savaşı’nda asıl hedefin İslam dünyası olduğunu açıklarken ABD Başkanı Bush da, 11 Eylül’den sonra yapılacak mücadelenin “Haçlı Seferi” olduğunu ilan etmiş ve Türkiye’yi de “cephe ülkesi” olarak tanımlamıştı.

***

2001 yılında, medyada propagandası yapılan İtalyanlar’ın “Veneto’dan Batı Karadeniz Bölgesi’ne” sloganlı bisiklet gezisi sırasında gezinin amacını ortaya koyan bir dosya Bartın’daki toplantıda katılımcılara dağıtılmıştı. Dosyada Anadolu’nun şehir devletleri haritası da basın bildirisiyle birlikte verilmişti!

Yine 2001 yılında henüz AKP kuruluş aşamasındayken, CFR kaynaklı gizli bir belge doğrudan Tayyip Erdoğan’a gönderilmişti. Belgede, “Ankara şunu da anlamalıdır ki uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir. Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir.” deniliyordu…

***

Arap Baharı Projesi de İstanbul’da tezgâhlanmıştır. “Türk Dışişleri Bakanlığı Büyük Orta Doğu Projesi Genel Koordinatörü” Ömür Onhun’un koordinasyonuyla 30 Nisan-1 Mayıs 2005 günlerinde, Topkapı’daki Eresin Otel’de “Uluslararası İslam Dünyası Sivil Toplum Örgütleri Toplantısı” düzenlenmişti. El Kudüs El Erabi adlı gazete, Mısır ve Suriye’deki İhvanı Müslimin örgütü ve sivil toplum kuruluşları için ABD’nin 1,1 milyar dolar kaynak ayırdığını ve bu örgütleri kullanarak, Arap ülkelerinde darbeler hazırladığını, para ile ilgili haberlerin USA News’den alındığını da yazıyordu. Bu gazeteler, Türkiye’deki toplantının aslında Büyük Orta Doğu projesi kapsamında AKP ile ABD arasında imzalanan gizli bir anlaşmadan kaynaklandığını iddia ediyordu.

ABD’nin Afganistan, Irak ve Suriye işgal etmesi sırasında Türkiye’yi yöneten kadroları kullanmış olmasını bile hâlâ “Yeni Osmanlı oluyoruz” diye halka benimsetmeye çalışmak artık alenen ihanettir.

Unutmak ise ölüm demektir…

Alıntı: Arslan Bulut

Posted in Gündem | BİR DE “SİLAHSIZ HAÇLI SEFERİ” VAR! için yorumlar kapalı