Tem 03

BARİ KUR’AN’IN ÇAĞRISINA UYUN!

BARİ KUR’AN’IN ÇAĞRISINA UYUN!

Zeytin ormanlarını talan etmeye çalışan rantçı AKP’lilere soruyorum.

Muhalefetin ve milletin uyarılarına inanmıyorsunuz da bari Kur’an’ı Kerim’in uyarı ve emirlerine inanın.

En’âm / 99. Ayet:

O, gökten su indirendir. Biz, her türlü bitkiyi o suyla yetiştiririz. O bitkiden bir filiz, filizden de üst üste dizili dâneler, başaklar çıkarırız. Hurma ağacının tomurcuklarından yere doğru sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar bahçeleri çıkarırız. Bunların hepsinin hem birbirine çok benzeyen yönleri hem de birbirinden çok farklı özellikleri vardır. Her birinin meyvesine bir ilk ortaya çıktığı, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Gözünüzün önünde cereyan eden bu işlerde, iman eden bir toplum için elbette nice dersler ve ibretler vardır.

En’âm / 141. Ayet:

Asmalı asmasız bağları ve bahçeleri, çeşit çeşit renk ve tatlarda hurmaları ve ekinleri, zeytinleri ve narları, kimi bakımdan birbirine benzer, kimi bakımdan benzemez biçimde yaratıp yetiştiren Allah’tır. Ürün verdikleri zaman onların ürününden yiyin; mahsulün biçilip toplandığı gün fakirlerin hakkını verin. Fakat israf etmeyin. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez.

Nahl / 11. Ayet:

O su ile sizin için ekinler, zeytinlikler, hurma ağaçları, üzüm bağları ve her türden daha nice ürünler yetiştirir. Şüphesiz ki bunda sistemlice düşünen bir toplum için elbette tevhidi gösteren kesin bir delil vardır.

Nûr / 35. Ayet:

Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nuru şöyle bir misalle anlatılabilir: İçinde lamba bulunan bir fanus. Bu lamba kristal bir cam içindedir. Bu kristal cam da inci gibi parlayan bir yıldıza benzer. Lamba doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur.

O yağ, neredeyse kendisine ateş değmese bile kendiliğinden ışık verecek haldedir. Bu durum, nur üstüne nurdur! Allah dilediği kimseyi kendi nuruna eriştirir. Allah, gerçeği anlamaları için insanlara böyle misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.

Abese / 29. Ayet:

Zeytinlikler ve hurmalıklar…

Tin / 1. Ayet:

Yemin olsun incire ve zeytine…

Ey kuldan utanmaz Allah’tan korkmaz AK Partililer.

Ey rantçı saray zihniyeti.

Allah’ın yarattığı zeytinlikler gelecek nesillere armağandır Erdoğan.

“Allah, israf edenleri sevmez” Kur’an hükmüdür Erdoğan…

Kur’an emri mi Saray emri mi uygulanır Erdoğan?

Kuran’ın emirlerine neden uymuyor Allah’ın yarattığı zeytinlikleri rantçı madencilere peşkeş çekiyorsunuz?

Bilin ki; Zeytinlikleri israf ederseniz Allah topunuzun belasını verir…

Alıntı: Orhan Uğuroğlu

Posted in Gündem | BARİ KUR’AN’IN ÇAĞRISINA UYUN! için yorumlar kapalı
Tem 02

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

2 Temmuz:

1698 – İngiliz mucit Thomas Savery, ilk buhar makinesinin patentini aldı.

1494 – Tordesillas Antlaşması İspanya tarafından onaylandı.

1900 – Ferdinand von Zeppelin‘in yaptığı Zeplin adı verilen hava aracı, Almanya‘nın Friedrichshafen kenti yakınlarında denendi ve başarılı oldu.

1937 – Uçakla ilk dünya turu için yola çıkan Amelia Earhart ve Fred Noonan kayboldu.

1990 – Hac izdihamıMina‘da şeytan taşlamaya giden hacı adayları tünelde sıkıştı; 1426 kişi öldü.

William Bragg (d. 1862)

Hermann Hesse (d. 1877)

Michael Cimino (ö. 2016)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Tem 02

İYİ İNSANLAR ÜLKESİ OLABİLMEK

İYİ İNSANLAR ÜLKESİ OLABİLMEK

PTT müfettişliği yaptığı dönemde, PTT Müdürlüğünü teftiş etmesi gerekir.
Daha önceki yazışmalardan, PTT müdürünün bir hastasının olduğunu hatırlar. Teftişe gitmeden önce o yazışmaları bir kez daha gözden geçirir.
Teftiş sonucu, kasanın 25 lira açık verdiğini görür. Müdür kızarır, bozarır; ama söyleyecek bir söz de bulamaz.
Açıklaması yoktur.
Osman Nihat müdüre “Sayımda hata yapmış olabiliriz. Mal Müdürünü al gel de kasayı bir de o saysın.” der.
Müdür, şaşırır; ama çaresiz mal müdürünü çağırır. Mal Müdürünün yaptığı sayımda para tamam çıkar. Osman Nihat de, teftişini tamamlar ve müdüre teşekkür ederek ayrılır. Müdür şaşırmıştır. Bir şeyler demek ister, ama beceremez.
Bir gün, Osman Nihat Akın, müfettişler odasında arkadaşlarıyla otururken, postacı bir mektup getirir. Mektup teftişe ettiği şube müdüründendir. Mektubu okurken gözleri dolar.
Arkadaşları;
– Üstat ne oldu? Kötü bir şey yoktur inşallah, diye sorarlar.
– Yok, yok! Duygulandım biraz, o kadar, diye cevaplar, Üstat.
Arkadaşları;
– Meraklandırdın bizi. Mektubu bize de okuman mümkün mü, deyince bakar arkadaşlarına ve mektubu uzatır. Şöyle demektedir mektup,
– Beni Mal Müdürünü çağırmaya gönderdiğinizde, 25 lirayı siz cebinizden tamamladınız ve haliyle kasa tamam çıktı. Evet, parayı ben almıştım. Hanımım çok hasta idi. İlaç ve doktor parası ödeyip sonra iade edecektim. Siz aniden geldiğiniz için yerine koyamadım. Sizin, ince ve hassas kalbiniz durumu anladı ki, bana mesele yaşatmadınız. Bu yüzden size minnettarım.
Herkes duygulanmıştır, üstadı kutlayarak ayrılırlar. Ama ne yazık ki, içlerinden biri üstadı, “Vazifeyi suiistimal etti ve yolsuzluğa çanak tuttu,” diye şikâyet eder. Üst makam, üstadı çağırır ve olayı soruşturur. Üstadın karakterini bilen liyakat ve inisiyatif sahibi insanlar. Soruşturma gereği görmez ve konu kapanır.
Şair ruhu incedir. Üstelik o şair bir de bestekarsa, o incelik katmerlenir. Üstat bu durumdan çok etkilenmiştir. Bu olay sonunda senelik iznini alarak oradan ayrılır. Yalnız kaldığında Bakırköy’de her zaman gittiği, deniz kenarında oturduğu yere gider. Alır eline bir kâğıt ve döker içindekileri:
Bir ihtimal daha var,
O da ölmek mi dersin?
Söyle canım, ne dersin?
Vuslatın başka alem,
Sen bir ömre bedelsin?
 
Sükût etme nazlı yar,
Beni mecnun edersin.
Vuslatın başka alem,
Sen bir ömre bedelsin.

Düşünüldüğü, ya da zannedildiği gibi, bu bir aşk şarkısı, ya da acı dolu bir aşkın ilham verdiği şarkı değildir. Bu bir dost, bu bir dostluk, insanlık hikayesidir.
Bestecimiz Osman Nihat Akın. Soydan besteci, soydan sanatkâr, soydan zarafet dolu bir aileden geliyor. Ahmet Rasim’in torunudur.

BÖYLEDİR BU DÜNYA;
• İNANDIĞI İNSANIN MASUMİYETİ ZARAR GÖRMESİN DİYE, KUSURUNU ÜSTLENEN DE VARDIR;
• KUSURU ÜSTLENENİ ŞİKÂYET EDEN DE…
AMA
• DUYGULARINI ÖNCE SATIRLARA, SONRA DA NOTALARA DÖKMEK İÇİN RUH TAŞIMAK
GEREKİR.
• ONDAN ÖNCE DE İNSAN OLMAK…

Ruhu şad, mekânı cennet olsun. 

Posted in Hikayeler | İYİ İNSANLAR ÜLKESİ OLABİLMEK için yorumlar kapalı
Tem 01

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

1 TemmuzKabotaj Bayramı

1527 – Dünyanın ilk ve en eski protestan üniversitesi olan Marburg Philipps Üniversitesi kuruldu.

1867 – John A. MacdonaldKanada Dominyonu‘nun ilk başbakanı oldu.

1960 – Somali bağımsızlığını ilan etti.

1962 – Ruanda ve Burundi bağımsızlığını ilan etti.

1979 – SonyWalkman‘i tanıttı.

Gottfried Leibniz (d. 1646)

Prenses Diana (d. 1961)

Marlon Brando (ö. 2004)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Tem 01

DENİZCİLİK VE KABOTAJ BAYRAMI

DENİZCİLİK VE KABOTAJ BAYRAMI

Her yıl 1 Temmuz tarihinde kutlanan bir millî bayramdır.

Kabotaj, bir ülkenin kendi karasularında ve kendi limanları arasında gemi işletme ve her türlü liman hizmetlerini kendi kontrolünde bulundurma hakkıdır. Büyük Türkçe Sözlük kabotajın kelime anlamını “Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi” olarak vermektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluğun kabotaj hakkı yoktu. Çünkü Batılı ülkelere verilmiş olan kapitülasyon hakları sebebiyle Osmanlı İmparatorluğu kıyılarında genellikle yabancı bandıralı tekneler hizmet görürlerdi. Ancak 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması uyarınca kapitülasyonlar lağvedildi. Böylece Türkiye kabotaj hakkına kavuştu. Türkiye’nin büyük ölçüde bir yarımada ülkesi oluşu ve kıyı uzunluğunun 8333 kilometre olduğu dikkate alınırsa bu Türk denizciliğine büyük bir imkân tanıyordu. Gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra 19 Nisan 1926 tarihinde çıkarılan 815 sayılı yasaya göre Türkiye limanları arasında sadece Türk teknelerinin hizmet görmesi zorunluluğu getirildi. Yasa aynı yıl 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi. Bu tarih 1935 yılından itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. 2007 tarihinde kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi de eklenerek bayramın adı Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olmuştur. Bu bayramda genel tatil yoktur.

Posted in Gündem | DENİZCİLİK VE KABOTAJ BAYRAMI için yorumlar kapalı
Haz 30

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

30 Haziran:

1859 – Fransız akrobat Charles BlondinNiagara Şelaleleri‘ni ip üstünde geçti.

1960 – Belçika KongosuBelçika‘dan bağımsızlığını kazandı.

1972 – UTC zaman sistemine ilk artık saniye eklendi.

1997 – Birleşik KrallıkÇin‘e Hong Kong üzerindeki egemenliğini devretti.

2019 – Donald TrumpKore Demokratik Halk Cumhuriyeti‘ni (Kuzey Kore) ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu.

John William Strutt (Ö. 1919)

Paul Berg (D. 1926)

Fuat Sezgin (Ö. 2018)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 30

TERÖRİSTLERE DESTEK VERENLER

TERÖRİSTLERE DESTEK VERENLER

Abdullah Öcalan’ın İmralı’da sorgusunu yapan Jandarma İstihbarat Albay Hasan Atilla Uğurun ‘Abdullah Öcalan’ı ‘Nasıl Sorguladım?’ isimli bir kitabının önemli bölümleri; Öcalan’ın ifadesindeki ‘PKK’ya hangi devletler ne yardımı yapıyordu’ bölümlerine işaret eden Işık, PKK’ya yardım etmeyen tek devletin bozuk para gibi batılılar uğruna harcadığımız Libya olmasına dikkat çekiyor…

ÖCALAN ANLATIYOR

İşte Apo’nun kendi cümleleriyle PKK ve ‘dış bağlantıları’…

Yunanistan: “En başından beri hep çok iyi destek aldık. Kamplar, askeri ve maddi destek, teknik sabotaj, orman yangını eğitimlerini bizzat Yunan istihbaratı verdi.”

ESAD’LA BİZZAT GÖRÜŞÜYORDUM

Suriye: “Hafız Esad’ın kardeşi Cemil Esad’la bizzat görüşüyordum. Suriye’de kamplar açtık. Suriye devleti örgütlenmemize izin vermişti. Maddi gelir elde etmemize engel olmuyorlardı. Sınır geçişlerinde kolaylık sağlıyorlardı. Suriye’de yıllık 1 milyon dolardan fazla gelir elde ediyorduk. Zaman zaman Muhaberat’ın (gizli servis) arabalarını kullanıyorduk.”

İran: “Gizli servis İttiaat’tan Sait isimli bir şahısla irtibat halindeydim. Bize önceleri silah, SAM7 füzeleri ve lojistik destek sağladılar.

Bir hastane, 3 de kamp kurmamıza izin verdiler. Silah ve hayvan ticaretinden pay alıyorduk.

Gelirimiz Avrupa’dakine yakındı.”

Bulgaristan: “Bir eğitim bürosu açtık… Gizli servislerinin haberi vardı… Ses çıkarmıyorlardı.”

PATLAYICILARI SIRBİSTAN’DAN ALIYORDUK

Sırbistan: “Ellerinde Strella Füzesi vardı. 20 adet satın aldık.

Sırplar sonra çok daha fazlasını bize destek amacıyla parasız verdi.

Füze eğitimlerini de onlardan aldık. TNT, C-4, A-4, C-5 gibi patlayıcıları Sırbistan’dan sağlıyorduk.”

Romanya: “Bükreş’te evlerimiz ve derneklerimiz bulunuyordu. Devlet bize serbesti sağlamıştı. Türkiye’den katılanların ilk eğitim yeri Romanya’ydı. Romanya istihbarat servisi bize telsiz, dürbün, gece görüş cihazı gibi teknik malzeme veriyordu.”

Almanya: “Gizli servisle görüşüyordum. Parlamento’dan da beni ziyarete gelenler olurdu. Örgüt yöneticisi Kani Yılmaz’ın sığınma talebini kabul edip, pasaport verdiler.

Her anlamda güçlü olduğumuz bir yerdi.”

İngiltere: “Bizim konumuzda en akıllı davranan ülkeydi.

Hiç direkt siyasi ilişki kurmadılar. Ama gizli olarak en büyük desteği İngiltere’den alıyorduk.”

Hollanda: “Bizim üslenme ve eğitim alanımızdır. En çok destek ve para bulduğumuz ülkedir.”

Fransa ve İtalya: “Bize her zaman çok yakın oldular!

Bayan Mitterant ayağımıza kadar gelip ihtiyaçlarımızı listeler ve temini için gerekli organizasyonları yapardı.

BM kararları gereğince Anti personel mayınlarının yasaklanmış olmasına rağmen hala imal eden ülkelerden biri olan İtalya’dan Berlusconi sayesinde bu mayınları hep aldık.”

Amerika: “Bir temsilci atadık. Dernek kurdular. Ayrıca bir enformasyon büromuz vardı. Zaman zaman oradaki düşünce kuruluşlarından da destek aldık.

Körfez harekâtında ise Kuzey Irak’taki ABD ordusunun, Peşmergelere yaptığı yardımların çoğu bize kaydırıldı.

PKK’YA SICAK BAKMAYAN TEK ÜLKE

Libya: “Oraya çalışmaya giden işçiler arasında iyi örgütlenmemiz vardı. Yılda 500 bin dolara yakın bağış topluyorduk. Ama Libya devleti ile aramız iyi değildi. Her türlü imkanları olmasına rağmen bize araç, gereç, silah ve malzeme vermediler. Defalarca talebim oldu ama Kaddafi bize hiç sıcak bakmadı.”

Okurken tüyleriniz diken diken oluyor…

Türkiye’de kan dökmek için ilan edilen ‘çok uluslu’ seferberliğe mi yanarsınız yoksa tek ‘dost’umuzun Kaddafi oluşuna mı?

Hâlâ “PKK 27 yıldır neden bitirilemedi?” diye sormaya gerek var mı?

Kaynak: Metin Soydan

15 Ocak 2020

Posted in Gündem | TERÖRİSTLERE DESTEK VERENLER için yorumlar kapalı
Haz 29

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

29 Haziran:

1149 – Afrin Muharebesi, Zengilerin mutlak zaferi ile sonuçlandı.

1923 – Fenerbahçe, işgal kuvvetleriyle oynadığı General Harington Kupasını kazandı.

1925 – Türkiye’de cumhuriyetin ilanına ve laik düzene karşı çıkan Şeyh Said idam edildi.

1939 – Hatay Devleti Meclisi, oybirliğiyle Türkiye‘ye katılma kararı aldı ve Hatay ili oldu.

1976 – SeyşellerBirleşik Krallık‘tan bağımsızlığını kazandı.

Thomas Henry Huxley (Ö. 1895)

Oriana Fallaci (D. 1929)

Barış Akarsu (D. 1979)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 29

MİLLÎ EGEMENLİK SONUÇ BİLDİRİSİ

MİLLÎ EGEMENLİK SONUÇ BİLDİRİSİ

16 ŞUBAT 2025 TARİHİNDE MİLLÎ EGEMENLİK KONGRESİ SONUÇ BİLDİRİSİ VE İMZACILARI YAYINLANDI

(ANKARA, ULUS GENÇLİK PARKI,)

YÜCE TÜRK MİLLETİ’NE

Aşağıda imzası bulunan bizler, tarihin bu dönemecinde Türk Milleti adına hareket edenleri uyarıyoruz!

1. Türk adaletinin mahkûm ettiği katil bölücübaşı ve onun üzerinden terör örgütüyle, her ne şekilde olursa olsun, müzakere ve pazarlık yapılamaz. Bu Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti’ni küçük düşürmektir. Şehitlerimize, gazilerimize, tarihimize, bugünümüze ve yarınımıza ihanettir. Bundan derhal vazgeçilmelidir.

2. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve tek sahibi olan Türk Milleti’nin adı, vatandaşlık tanımından ve Anayasa’dan çıkarılamaz.

3. Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz. Türk Milleti, “halkların bileşkesi” diye tanımlanamaz.

4. Türk Milleti’nin kesintisiz egemenliğini esas alan büyük

Atatürk’ün kurduğu millî ve üniter devlet yapısı ortadan kaldırılamaz. Millî ve üniter devlet tanımı değiştirilerek başka şekle dönüştürülemez.

5. Adalet mülkün temelidir. Hukukun üstünlüğü esastır. İktidarın yargıyı bir sopa olarak kullanması ve adeta meşru hukuk düzeni üzerinde bir üstünler hukukunu tesis etmesi, devletimizi temellerinden sarsmaktadır. Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü bir an önce yeniden sağlanmalıdır.

6. Devletimizi ve milletimizi, Ortadoğu’nun mezhep, etnisite ve çeteler cehennemine sürükleyecek hiçbir pazarlık söz konusu edilemez. Bölgede izlenen etnik ve dinî merkezli maceraperest politika, millî egemenliğimize büyük tehditler içermektedir. Yetki sahipleri bu yanlışlardan derhal dönmelidir.

Bilinmelidir ki;

Türk Milleti, tarihte olduğu gibi bugün de millî egemenliğine yönelen tehditleri bertaraf edecektir. Azim ve kararlılığı tamdır.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene…

627 Katılımcıları aşağıdaki adresten görülebilirsiniz.

Kaynak: https://millidusunce.com/milli-egemenlik-kongresi-turk-milletine-hayirli-olsun/#google_vignette

Posted in Gündem | MİLLÎ EGEMENLİK SONUÇ BİLDİRİSİ için yorumlar kapalı
Haz 28

TÜRK KARA KUVVETLERİNİN KURULUŞUNUN 2234. YILI KUTLU OLSUN

TÜRK KARA KUVVETLERİNİN KURULUŞUNUN 2234. YILI KUTLU OLSUN

28 Haziran 2025 tarihi, Türk Kara Kuvvetlerinin 2234. Kuruluş yıldönümü olacak. Geçmişten günümüze köklü bir tarih anlayışıyla hareket eden Türk ordusu, asker millet olmanın verdiği özgüven ile dünyada ve bölgesinde caydırıcı bir güç unsuru olmaya devam ediyor.

METE HAN’IN ONLUK SİSTEMİ VE TÜRK ORDU TEŞKİLATI

Günümüzde birçok ordu tarafından kullanılan onluk sistemi, ilk kez Mete Han uygulamıştır. Mete Han tarafından kurulan ilk daimî Türk ordusu, 10’lu teşkilat sistemine göre oluşturulmuştur. Bu teşkilatta en büyük birlik 10 bin kişilikti ve bu birliğe “Tümen” adı veriliyordu. Tümenler de 1000’li, 100’lü ve 10’lu olmak üzere kademeli olarak küçülen birliklere ayrılıyordu. Söz konusu bu teşkilat, ufak değişikliklerle bütün Türk devletlerinde varlığını sürdürmüştür. Sisteme göre ordu, her biri 10 askerden oluşan parçalara ayrılır. Her bir on askerin başına “onbaşı” geçer. 10 tane onlu asker, 100 askeri oluşturur ve başına “yüzbaşı” geçer. 10 tane yüzlü asker, 1000 askeri oluşturur ve başına “binbaşı” geçer. 10 tane binli asker, 10 bin askeri oluşturur ve başına “tümgeneral” geçer. Bütün orduyu ise başkomutan yönetir.

Posted in Yazılarım | TÜRK KARA KUVVETLERİNİN KURULUŞUNUN 2234. YILI KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı