Eki 10

TARİHTE BUGÜN

10 Ekim:

680 – Bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbela şehrinde Kerbelâ Olayı yaşandı.

1945 – Kim İl-sung önderliğinde Kore İşçi Partisi kuruldu.

1964 – 18. Yaz OlimpiyatlarıTokyo‘da başladı.

1970 – İngiliz sömürgesi Fiji, bağımsızlığını ilan etti.

2015 – Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül bombalı intihar saldırısı olan Ankara Garı Saldırısı gerçekleşti.

I. Selim (d. 1469)

Giuseppe Verdi (d. 1813)

Orson Welles (ö. 1985)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 10

BİR KIZILDERİLİ ÖĞRETİSİ

BİR KIZILDERİLİ ÖĞRETİSİ DER Kİ:

* Bir atın susuzluğunu giderdiği yerden su iç; At hiçbir zaman kötü su içmez.
*Kedinin yattığı yerde uyu,
* Kurtlu elmayı ye.
* Sivrisineklerin yerleştiği mantarları korkusuzca topla.
* Köstebeklerin kazdığı yere ağaç dik.
* Yılanın ısınmak için durduğu yere ev yap.
* Sıcak günlerde kuşların yuva yaptığı yere kuyu kaz.
* Horozlarla beraber uyu ve uyan ki tüm gün için en sarı mısırlara ulaşabilesin.
* Daha çok yeşillik ye, ki bir hayvandaki gibi güçlü bacaklara ve dayanıklı bir kalbe sahip olabilesin.
* Daha çok yüzmeye git, ki dünyada kendini bir balığın kendini denizde hissettiği gibi hissedebilesin.
* Daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara… Böylece düşüncelerin daha net, hafif ve özgür olacaktır.
* Konuşmak yerine, daha çok sessiz kal; böylelikle ruhun sükunete ve huzura erebilecek.”

Posted in Atasözleri Vecizeler | BİR KIZILDERİLİ ÖĞRETİSİ için yorumlar kapalı
Eki 09

TARİHTE BUGÜN

9 Ekim:

1962 – UgandaBüyük Britanya‘dan bağımsızlığını ilan etti.

1967 – Devrimci lider Che Guevara, yakalandıktan bir gün sonra Bolivya‘da infaz edildi.

1970 – Kamboçya‘daki sağcı darbenin ardından Kmer Cumhuriyeti ilan edildi.

1971 – Deniz Gezmiş ve 17 arkadaşı idama mahkûm edildi.

1888 – Washington Anıtı‘nın resmî açılışı yapıldı.

X. Charles (d. 1757)

John Lennon (d. 1940)

Oskar Schindler (ö. 1974)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 09

“BİRAZ OT GETİRİN SINIFTA EŞEK VAR”

Bir tıp fakültesinde, profesör öğrencilerden birine döner ve sorar:
– Kaç böbreğimiz vardır?
– Dört! diye yanıtlar öğrenci.

– Dört mü? der profesör, küçümseyici ve başkalarının hatalarını ezmekten zevk alan bir edayla.
Sonra asistanına döner ve şöyle der:
– Biraz ot getirin, sınıfta bir eşek var!

Öğrenci ise hemen yanıt verir:
– Ve bana da bir kahve lütfen!

Profesör öfkeyle öğrenciyi sınıftan kovar.
Ama bu öğrenci sıradan biri değildir:
O kişi, Brezilyalı mizah ustası Aparicio Torelly Aporelly (1895–1971), nam-ı diğer Baron d’Itararé’dir.

Sınıftan çıkarken, öğrenci kızgın profesöre dönüp bir kez daha yanıt verir:
– Bana “Kaç böbreğimiz vardır?” diye sordunuz.
“Bizim” böbreklerimiz, yani hem benim iki böbreğim hem de sizin iki böbreğiniz: Toplamda dört böbrek!
“Biz” zamiri çoğuldur, değil mi?
Afiyet olsun, otunuzu keyifle yiyin!

Hayat, bilgiden çok anlayış gerektirir.
Bazen biraz bilgiye sahip olan –ya da sahip olduğunu sanan– insanlar, diğerlerini küçümsemeye ya da aşağılamaya hakkı olduğunu düşünür.

Oysa gerçek zeka, alçakgönüllülükle birleştiğinde anlam kazanır. 

Alıntı

Posted in Hikayeler | “BİRAZ OT GETİRİN SINIFTA EŞEK VAR” için yorumlar kapalı
Eki 08

TARİHTE BUGÜN

8 Ekim:

451 – Hristiyanlıktaki önemli doktriner ayrılıkların tartışıldığı Kalkedon Konsili toplandı.

1804 – Fransız sömürgeciliğine isyan eden kölelerin lideri Jean-Jacques Dessalines, kendisini Haiti İmparatoru I. James ilan etti.

1871 – Tarihe Büyük Chicago Yangını olarak geçen felakette, şehrin tamamına yakını yandı.

1912 – Karadağ‘ın Osmanlı İmparatorluğu‘na savaş ilan etmesiyle Birinci Balkan Savaşı başladı.

1991 – HırvatistanYugoslavya‘dan ayrıldığını ilan etti.

Juan Perón (d. 1895)

David Yates (d. 1963)

Jacques Derrida (ö. 2004)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 08

BUNDAN SONRA DÖNENE MERHABA YOK!!!

BUNDAN SONRA DÖNENE MERHABA YOK!!

Bektaşi baba aşka gelmiş önüne gelene merhaba demeye başlamış.

Merhaba “ağaç kardeş “merhaba.

Merhaba “taş kardeş” merhaba.

Merhaba “kedi kardeş” merhaba.

Derken değirmene gelmiş dönen değirmen taşına ” merhaba “taş kardeş” merhaba” demiş.

Demiş demesine ama… Bu sırada eteği dönen taşlara sıkışmış, babayı içine çekecek.

Zar zor kendini kurtarmış sonra taşa bakarak.

– Yoook Erenler yok,

– BUNDAN SONRA DÖNENE MERHABA YOK…

Posted in Fıkralar | BUNDAN SONRA DÖNENE MERHABA YOK!!! için yorumlar kapalı
Eki 07

TARİHTE BUGÜN

7 Ekim:

1571 – Osmanlı İmparatorluğu ile Haçlı donanması arasında İnebahtı Deniz Muharebesi gerçekleşti.

1879 – Alman İmparatorluğu ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu arasında imzalanan antlaşmayla İkili İttifak yürürlüğe girdi.

1949 – Doğu Almanya kuruldu.

1967 – Nijerya‘da Asaba Katliamı gerçekleşti.

2001 – 11 Eylül saldırılarına yanıt olarak ABDterörizmle savaş ilan etti ve Afganistan‘ı bombalamaya başladı.

Edgar Allan Poe (ö. 1849)

Niels Bohr (d. 1885)

Cemal Reşit Rey (ö. 1985)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 07

YANLIŞ HESAP KURUCU İRADEDEN DÖNER!

Şimdi yapılması gereken, Türk milliyetçilerinin Cumhuriyet’in kurucu ayarlarıyla ilişkisini yeniden kurması olacaktır. Bu ilişkiyi kurabilen herkesle birlikte devletimize ve egemenliğimize sahip çıkmaktır

Azerbaycan ve Ermenistan’ın, ABD’de attıkları imza büyük bir jeopolitik değişimin başlangıcı. Bölgeden Rusya’nın çıkmış olması elbette tarihî öneme sahip. Fakat bu sefer de ABD devreye giriyor. Zengezur koridoru Amerikan şirketi tarafından yönetilecek. Halbuki doğrusu herhangi bir başka ülke olmadan Güney Kafkasya devletleri kendileri halletmeliydiler. Türkiye bu konuda önemli bir fırsatı heba etti. Çünkü bu ancak Türkiye’nin öncülüğüyle başarılabilirdi. Ama 25 yıldır izlenen vahim yanlışlarla dolu iç ve dış politikalar Türkiye’yi çok ağır baskı altına aldı.

Bu durumdan sadece Türkiye değil bütün Türk dünyası etkilenecek. Hatta Türk devletlerinin son dönemde dış politikada aldıkları kararlara da bunun üzerinden bakmakta fayda vardır. Çünkü Asya Türklerinin denize çıkışı daha zor hâle gelmiştir. Bu imzadan önce Azerbaycan ve Türkiye üzerinden denizlere açılabilme ihtimâli varken, şimdi ABD devreye girmektedir.

Ve bununla Türkiye, Karadeniz hariç ABD tarafından sarmalanmış durumdadır.

Türkiye, kurulduktan Atatürk’ün vefatına kadar büyük atılımlar yaptı. Nüfuz alanını, Adriyatik Denizi ve Tuna kıyılarından Afganistan’a kadar genişletmişti. Avrupa ortalarında yani çekildiğimiz coğrafyada yeniden büyük etki sahibi olmuştuk. Bunu da sadece diplomasiyle, savaşsız başarmıştık. Ama bugün kendi coğrafyasında tutunmaya çalışır duruma geldi.

Bu durum “ben geliyorum” diye bağıra çağıra oluştu. Türkiye’yi yönetenler bu sesleri hiç dinlemediler. Şimdi vahim yanlışlarının üzerine başka bir yanlışla tüy dikiyorlar. TBMM’de “Terörsüz Türkiye” paravanı arkasında milletin ve devletin kimliğini değiştirmeye, başkalaştırmaya çalışıyorlar.

Dış politikada meselelerin tek başına ele alınması daha doğru denebilir. Daha faydalı da olacaktır. Ama bütün meseleler içeriyle de doğrudan ilgili. İçerideki birlik ve devletin temel sütunlarındaki bozulma dünyanın her tarafından görülüyor. Bu görüntü de emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor.

Tam bir kulampara sarması. Ve bundan kurtulmanın yolu da bu değil.

Yollar yapılırken

Bir önceki yazımı, “CHP Cumhuriyet’in kurucu ayarlarıyla yeniden buluşmalıdır.” diyerek bitirmiştim.  Peki, kurucu ayarlarla yeniden iletişim kuracaklar sadece CHP ve CHP’liler mi olmalı?  Elbette değil. Değerli Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in ifadesiyle, “herkesin kendini yeni baştan inşa etmek zorunda olduğunu kabul etme zamanı. Yeniden büyük yenilenme çağı. (X hesabı, 19 Temmuz 2025)”  

Hoca haklı. Herkes kendini hesaba çekmeli. Türk milliyetçileri de kendilerini hesaba çekmeli. Çünkü bu devletin kurucu fikri milliyetçilik, Türk milliyetçiliği. Devleti kuranlar da Türk milliyetçileri.

Öncelikle doğru bilinen bir yanlışı ifade etmek lazım. Milliyetçi dendiğinde Milliyetçi Hareket Partili milliyetçilerin akla gelmesinden vazgeçilmelidir. Çünkü milliyetçilik bir camia meselesi değil, fikir meselesidir. Ama Türk milliyetçileri de Cumhuriyet’in kurucu ayarlarıyla yeniden ilişki kurmalıdır. Hadi toptan olmasın, önemli bir kısmı diyelim.

Bunun sebeplerinden birisi de Atatürk sonrasındaki siyasi seyirdir. Merhum Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün 19 Mayıs Nutku (1944) çok önemli bir kırılma ânıdır*. Konuşmada İnönü Türkiye için, “milliyetçi Türkiye” ya da “millî ülküler üzerine kurulmuş bir devlet” der. Ama “Irkçılık ve Turancılık” suçlamasıyla “Cumhuriyetin bütün tedbirlerini kullanacağız.” da der.

Siyasi rekabet bütün haşmetiyle ortaya çıkmıştır artık.

Sonra 1969’da MHP kurulur. Irkçılıkla suçlanan ama beraat edenler artık siyaset sahnesindedir. İlk programında, “Devlet Anlayışımız” başlığı altında, “Milletin bölünmezliği, vatanın parçalanması ülküsünü temsil eden Türk Devletinin ‘Millîliği’ vasfından asla vazgeçilemez. (M 2)[i]” demektedir.

Bugün de aynısı var. “Parti programında Türkiye Cumhuriyeti devletinin; ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, üniter millî devleti ilelebet baki kılmak” deniyor.

Yollar görünmez oldu

Daha önceki PKK açılımı yeniden ama başka isimle gündemde. “Terörsüz Türkiye”  deniyor. 28 Şubat 2015’teki Dolmabahçe açıklamasında bölücü başının mesajını Sırrı Süreyya Önder okumuştu.

Açıklamada, “… asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum.” cümleleri vardı.

Arkasından 21 Mart 2015’te, Nevruz’da, Diyarbakır’da bebek katilinin mektubu okutturuldu. Orada da “Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte … kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim … Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumun yaşarız.” denmişti.

Bugün ilkelerde anlaştıklarını açıkladılar. O gün de bugün de anlaştıkları da nedir, bilinmiyor. O günkü “Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu” şimdi, önce “Terörsüz Türkiye”  iken sonra “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” oldu.

2015’te neler ve nasıl olduysa bugün de aynısı oluyor. Ama o sefer vazgeçildiğinde, hendeklerde, bine yakın şehit, binlerce gazimiz oldu.

Anlayacağınız bölücü teröristler hedeflerinden hiç sapmamışlar ve vazgeçmemişler. İktidar da aynı. AKP iktidar, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı. Bu sefer ortağı MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Yani “Millî devlet” temel hedefimiz diyenler.

Bir yol bulmak ya da yapmak

15 Temmuz ihanetini başımıza bela eden aynı menzilin yolcularıyla birlikte yürümek, devletin yönetilemez hâle getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini getirmek, devleti tarikat ve cemaatlerle birlikte yönetenlere destek olmak, teröre ve terörizme teslim olmak neyin nesidir?

Eğer, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında yeniden seçime gidilmesinin önü açılmasaydı bütün bunlar yaşanmayacaktı. 2015’ten bu yana koskoca 10 yıl kaybedildi. Eğer proje ortaklığı değilse Türk tarihinin en vahim hatası olarak anılacak. Bedeli de etrafından çevrilmiş, Türk Dünyasıyla ilişkisi emperyalizmin kontrolü altına girmek üzere olan, güneyinde terörün kurmak üzere olduğu devlet, Akdeniz ve Ege Denizi’nde meseleleri büyüyen, millî egemenliği tehdit altındaki Türkiye oldu.

Bir bölücünün sosyal medyadaki, “Türkiye, büyük Kürdistan’ın özerk bir bölgesi olsun.” paylaşımı, geldiğimiz aşamayı gösteriyor.

Şimdi yapılması gereken, Türk milliyetçilerinin Cumhuriyet’in kurucu ayarlarıyla ilişkisini yeniden kurması olacaktır. Bu ilişkiyi kurabilen herkesle birlikte devletimize ve egemenliğimize sahip çıkmaktır. Aksi, Türk milletinin geleceğinin büyük oranda kaybedilmesi anlamına gelir.

* Daha geniş değerlendirme için 21 Eylül 2021tarihli “Türk’süz Atatürkçülük ve Atatürk’süz Türkçülük” ( https://millidusunce.com/turksuz-ataturkculuk-ve-ataturksuz-turkculuk/ ), 31 Temmuz 2023 tarihli “Milliyetçilerde ve devlette eksen kayması” ( https://millidusunce.com/milliyetcilerde-ve-devlette-eksen-kaymasi/ ), 23 Ekim 2023 tarihli “Milliyetçilik suç değildir!” ( https://millidusunce.com/milliyetcilik-suc-degildir/ ) yazıma bakınız lütfen.

Yazar: Hakan Paksoy Millî Düşünce Merkezi 

Posted in Gündem | YANLIŞ HESAP KURUCU İRADEDEN DÖNER! için yorumlar kapalı
Eki 06

TARİHTE BUGÜN

6 Ekim:

1910 – Eleftherios VenizelosYunanistan başbakanı oldu.

1923 – İstanbul’un KurtuluşuTürk birlikleri İstanbul’a girdi ve yaklaşık 5 yıl süren Müttefik işgali resmen sonlandı.

1973 – Arap ülkeleri ile İsrail arasında Yom Kippur Savaşı başladı.

1981 – Mısır Cumhurbaşkanı Enver SedatMüslüman Kardeşler‘in düzenlediği suikastta öldürüldü.

2014 – Türkiye‘de Kobani olayları başladı.

Şehzade Mustafa (ö. 1553)

Sergey Sobolev (d. 1908)

Bette Davis (ö. 1989)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Eki 06

BİR TANEM

* * *

Kader her ikimize müthiş bir kapı açtı

Bu sevgiden bir borçtu, ödenecek bir baçtı

Kalbimize altından çil çil sevgiler saçtı

Yüreğimin özünde halis balsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Bu sevginin adını gel birlikte koyalım

Öyle yaşayalım ki bu sevgiye doyalım

Kıskançlığı, nefreti tavrımızdan soyalım

Sevgi ile taptaze filiz dalsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Gönülleri kırmadan yaşamak ne güzel şey

İki ruhun sevgisi bizim için özel şey

Gayrısı ister ise varsın olsun tüzel şey

Böyle sevgiye kalpler hemen dalsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Biz demeden bu şu o olmalıyız birlikte

Geçmişte örneği var asıl birlik dirlikte

Sevgiler şahlanınca sonsuz olur gürlükte

Tüm gönüller ezgiyi derhal çalsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Özden gelen sevgiler sığmaz ki hiçbir asra?

Kim fiyat biçebilir kalplerdeki bir kasra?

Bencillik yöresinden varsın kussunlar safra

Böyle sevgiden herkes örnek alsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Kıskanacaklar bizi çekemeyen olacak

Ömür denilen süre gün gelecek dolacak

Bir ömür can çiçeği hasretle mi solacak?

Hem hilalim, yıldızım hem de alsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Sevdanın kıskacında ruhlar memnun çileden

Yine de sakınalım hain sinsi hileden

Sevgiyle uzak dursak her türlü gaileden

Her vakit söyledim ya balsın, balsın bir tanem

Kime kaldı ki dünya? Bize kalsın bir tanem

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | BİR TANEM için yorumlar kapalı